Türk dili 15. yüzyıl başından 20. yüzyılın ilk yıllarına kadar doğuda Çağatay Türkçesi batıda Osmanlı Türkçesi adıyla varlığını sürdürmüştür. Aşağı yukarı 20. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren de bugünkü Türk yazı dillerinin şekillenme süreci ile karşı karşıya kalınmıştır. Bu süreç, siyasî istikrara bağlı olarak Türk dilinin Batı kolunda daha kesintisiz ve istikrarlı olmuş; buna karşın Doğu kolunda ise devlet erkinin kaybolması ile birlikte bir mahallîleşme ve ortak yazı dili zemininin bozulması ile sonuçlanmıştır. Bu durumun dil üzerindeki etkilerini, Çağatay Türkçesinin çöküş dönemi olarak da kabul edilen 17-19. yüzyıllar arasındaki metinlerde takip etmek mümkündür.
İncelemeye konu olan bu metin 1719 tarihli küçük bir neseb-namedir. Konusu Edige’nin büyük atası olan ve Nogaylar arasında Baba Tükles adıyla bilinen Sadr Ata’nın nesebi üzerine-dir. Eserin yazarı veya müstensihi Nurullâh bin ‘Ubeydullâh es-Sıddîk el-Hârizmî’dir. Bu isim hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgi mevcut değildir. Metin, Berlin'deki Staatsbibliothek zu Berlin-Preussischer Kulturbesitz kütüphanesinde, Abu'l-Ghāzī’nin Šeğere'i Türki adlı eserinde kayıtlıdır. Eserin dili Çağatay Türkçesi ile yeni yazı dilleri arasında geçiş özelliği göstermektedir. Zengin bir dil malzemesine sahiptir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ağustos 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.