Kur’an tarihi, yaklaşık son iki yüz yıldır oryantalist İslam araştırmalarından en önemli ve en çok çalışma yapılan alanlarından biri olmuştur. İslam’ın en temel kaynağı olması hasebiyle Kur’an her zaman oryantalistlerin ilgisini çekmiş ve Kur’an üzerine muhtelif açılardan pek çok çalışma kaleme almışlardır. Dolayısıyla modern anlamıyla bir ilim dalı olarak Kur’an tarihinin kurucusu oryantalistler olmuşlar, bu alanın temel araştırma konularını ve yöntemlerini ilk olarak onlar belirlemişlerdir. Temel paradigmaları itibariyle Kur’an’ın ilahi vahiy olduğunu kabul etmeyip onu bizzat Hz. Muhammed’in yazdığı veya yazdırdığı ön kabulüyle hareket eden oryantalistler, Hz. Muhammed’in peygamberliğinin başından itibaren günümüze kadar Kur’an’ın yazıya geçirilişini ve mushaflaştıktan sonra günümüze kadar geçirdiği aşamaları araştırma konusu etmişlerdir. Bu doğrultuda her şeyden önce Abraham Geiger’ın (ö. 1874) öncülüğünde Kur’an’ın kökenini tespit etmeye çalışmışlar, İslam’ın kökenini başta semavi dinler olmak üzere çevre din ve kültürlerde aramışlardır. Hemen hemen eş zamanlı olarak, modern dönemde Kur’an tarihinin kurucu ismi kabul edilen Theodor Nöldeke’nin (ö. 1930) açtığı yoldan giderek Kur’an el yazmaları üzerine yaptıkları çalışmalar üzerinden en otantik metne ulaşma ve kritik edilmiş bir Kur’an metni ortaya koymayı hedeflemişlerdir. Kur’an metninin tarihinin yanı sıra Kur’an’ın iç yapısıyla da ilgilenmişler, sûre ve ayet tertibinin yanı sıra yine sûre ve ayetler arasındaki münasebât, diğer deyişle metiniçi bütünlük üzerine de çalışmalar yapmışlardır. Müslümanlar ise modern anlamıyla Kur’an tarihine oryantalistlerden sonra giriş yaparak genelde onların iddialarını cevaplamaya matuf çalışmalar kaleme almışlardır. Bu çalışmada ilk olarak modern dönemde Kur’an tarihinin ortaya çıktığı dönemden günümüze kadar geçirdiği aşamalar, yapılan çalışmalar, ekoller, temel iddialar ve yöntemler ele alınarak Batılı Kur’an tarihi literatürü sunulmuştur. Başta, Kur’an tarihi konularının neredeyse tamamının kurucusu sayılabilecek Alman oryantalist geleneği üzere olmak üzere diğer Batılı geleneklere de dikkat çekilmiş, kronolojikten ziyade ülke ve gelenek bazlı bir anlatım benimsenmiştir. Ekollerin benimsediği yöntemler arasındaki temel farklar üzerinde özellikle durulmuş, tarihsel süreçte yaşanan kırılma ve dönüşümlere vurgu yapılmıştır. Bu şekilde oryantalist gelenek ve birikim ortaya konduktan sonra bunun Müslüman araştırmacılar için ne ifade ettiği tartışılmıştır. Bu tartışma yapılırken her iki dünya arasındaki ön kabuller ve paradigma farkları göz önünde bulundurulmuştur. Bu mukayese sonucunda Batılı araştırmacılar tarafından oluşturulan birikimin Müslümanlar tarafından uygulanabilirliğinin keyfiyetine ışık tutularak yapılabilecek yeni çalışmalara ve açılabilecek yeni alanlara işaret edilmiştir.
The history of the Qur'an has been one of the most important and most studied areas of ori-entalist Islamic studies for the last two hundred years. Since it is the main source of Islam, the Qur'an has always attracted the attention of orientalists and they have conducted many studies on the Qur'an from various perspectives. Therefore, orientalists became the founders of the history of the Qur'an as a branch of science in its modern sense, and they were the first to determine the main research topics and methods of this field. In terms of their basic paradigms, they do not accept that the Qur'an is a divine revelation sent down to the Prophet Muhammad. The orientalists, who act with the presupposition that Muhammad wrote the Qur’an, or had it dictated, have researched the writing of the Qur'an from the beginning of Muhammad's prophethood to the present day and the stages it has gone through after being a Mushaf. In this direction, first, led by Abraham Geiger (d. 1874), they tried to determine the origin of the Islam and Qur'an, and sought the origin of Islam in the surrounding religions and cultures, especially in the monotheistic religions. Almost simultaneous-ly, by following the path opened by Theodor Nöldeke (d. 1930), who was accepted as the founder of the Qur'anic history in the modern period, they tried to reach the most authentic text and a critical Qur'anic text through studies on the Qur'an manuscripts. In addition to the history of the Qur'anic text, they were also interested in the inner structure of the Qur'an, and they also worked on the rela-tionship between the surahs and verses, in other words, the unity of the text, as well as the order of the surahs and verses. Muslims, on the other hand, entered the history of the Qur'an in its modern sense, after the orientalists, and generally wrote studies aimed at answering their claims. In this study, firstly, Western Qur'anic history literature is presented by considering the historical stages, studies, schools, names, works, basic claims and methods that the history of the Qur'an has gone through from the time it emerged in the modern period to the present day. After presenting the orientalist tradition and accumulation in this way, what all these means for Muslim researchers is discussed. While discussion this, the presuppositions and paradigm differences between the two worlds were taken into consideration.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALESİ |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Eylül 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2023 |
Gönderilme Tarihi | 18 Haziran 2023 |
Kabul Tarihi | 13 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |