First of all, this study argues that there is a relationship between scientific exegesis and the science of exegesis that originates from the nature of knowledge and that it takes the basic reference from scientific
exegesis. According to this understanding, the information that the sciences, whose subject or object is the
same but unifying elements are different, accept as a priori or that they produce within their own systems,
are necessarily related to each other, since they constitute different aspects of a single whole Therefore,
they can give complete information about the researched area only when they have a healthy interaction.
For example, sciences that subjects human from different perspectives, can only tell human from their
own perspective. These sciences can only give a comprehensive perspective about human beings when
they communicate in a healthy way and the data they present to us is arranged to complement each other.
In terms of this approach, which assumes that knowledge has an essential relationship with being, the
science of tafsīr is a science that examines the expansions of the Absolute being to history. Its subject is
the words and sentences of the Qur'an. Unlike other sciences working on the same subject, the science of
Tafsīr examines the words and sentences of the Qur'an divine purpose. Its investigations are within the
framework of the states of words. Therefore, Tafsīr is a descriptive science. The interaction of the science
of Tafsīr with the positive sciences should take place in accordance with the nature and total pedestals of
the tafsīr formulated in this definition. The point where positive sciences and the Qur'an intersect in terms
of subject matter is the kawnī verses which are about the formation and process of existence creation. In
this case, there is a knowledge-object contact based relationship between science of Tafsīr and positive
sciences. To the extent permitted by interdisciplinary relationships and standards, this relationship is the
main reference of scientific exegesis. In summary, scientific exegesis is one of the many manifestations of
the interdisciplinary phenomenon in the context of Tafsīr
Tafsīr Scientific Tafsīr Knowledge Jihad-i Wahde İnterdisciplinary.
Öncelikle ifade etmek gerekir ki bu çalışma, bilimsel tefsir ile tefsir ilmi arasında bilginin doğasından kaynaklanan bir ilişkinin var olduğu ve bilimsel tefsirin temel referansını buradan aldığı tezini savunmaktadır.
Bu anlayışa göre konusu aynı fakat cihet-i vahdeleri farklı olan bilimlerin önsel olarak kabul ettikleri veya
kendi sistemleri içinde ürettikleri bilgiler, aslında tek bir bütünün farklı veçhelerini oluşturdukları için, zorunlu olarak birbirileriyle ilişkilidirler. Dolayısıyla araştırdıkları alanla ilgili bütünlüklü bilgiyi de ancak sağlıklı bir etkileşime geçtikleri zaman verebilirler. Örneğin psikoloji, fizyoloji, anatomi, tıp gibi konusu farklı
açılardan insan olan bilimler, insanı ancak kendi açılarından anlatabilirler. Oysa bu tür anlatımlar, zihnimizde insanın tam imajını oluşturabilmemiz için tek başlarına yeterli değillerdir. Bu bilimler, ancak sağlıklı bir
şekilde iletişime geçtiklerinde ve bize sundukları veriler birbirini bütünleyecek şekilde düzenlendiğinde,
insan hakkında kuşatıcı bir perspektif verebilirler.
Bilginin varlıkla özsel bir ilişkisinin olduğunu kabul eden bu yaklaşım açısından tefsir ilmi de Mutlak varlığın tarihe açılımlarını inceleyen bir ilimdir. Konusu, Kur’an’ın lafızları ve ibareleridir. Aynı konu üzerinde
çalışan diğer ilimlerden farklı olarak Tefsir ilmi, Kur’an lafız ve ibarelerini ilahi murada delaletleri cihetiyle
inceler. Onun incelemeleri lafızların ahvali çerçevesindedir. Dolayısıyla Tefsir, betimleyici bir ilimdir. Tefsir
ilminin pozitif bilimlerle etkileşimi, bu tanımda formüle edilen tefsirin mahiyeti ve külli kaideleri doğrultusunda gerçekleşmelidir. Pozitif bilimlerle Kur’an’ın konu bakımından kesiştikleri nokta, kevnî (varlığın
oluşumu ve seyri hakkındaki) ayetlerdir. Bu durumda Tefsir ilmi ile pozitif bilimler arasında bilgi-nesne
irtibatına dayalı bir ilişki vardır. Disiplinler arası ilişkilerin izin verdiği ölçüde ve standartlarda, yürütülmesi
gereken bu ilişki, bilimsel tefsirin temel referansını oluşturmaktadır. Ancak bu süreçte bilimsel tefsirden
maksadın Kur’an lafız ve ibarelerinin delaletlerini açıklamak olduğu esasına riayet edilmeli, hiçbir bilim
diğerinin yerine konmamalıdır. Hâsılı bilimsel tefsir, disiplinler arası olgusunun Tefsir ilmi bağlamındaki
pek çok tezahüründen biridir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALESİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2019 |
Gönderilme Tarihi | 16 Eylül 2019 |
Kabul Tarihi | 22 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |