Kur’ân-ı Kerîm’in manasının ve maksadının Müslümanlarca en doğru bir şekilde anlaşılabilmesi hiç şüphesiz en büyük öneme sahip bir meseledir. Bu makalede Arapça’da aslî mana olarak “vermemek” manasına sahip olmakla beraber Türkçe’de anlam daralmasına maruz kalarak bu manasını kaybetmiş olan “men etmek” kelimesini içeren “mennâʿun li’l-hayr” tabirinin Türkçe Kur’an meallerinde nasıl çevrildiği incelenmiştir. Kâf sûresi 25. ayet ve Kalem sûresi 12. ayette geçen bu tabirin incelenen altmış adet Türkçe mealin sadece birisi hariç tümünde “hayra/iyiliğe engel/mâni olmak” şeklinde anlamlandırıldığı görülmektedir. Öte yandan, incelenen yirmi beş tefsirin tümünde söz konusu tabirin “kişinin üzerinde zorunlu olan mâlî vecibelerini yerine getirmemesi, malını esirgemesi, cimrilik yapması” şeklinde bir manaya sahip olduğuna değinilmiş, bu tefsirlerin bir tanesi dışında tümünde mezkûr mana, ya bu tabir için sunulan tek izah olmuş ya da bu tabir için tercih edilen birinci görüş olarak takdim edilmiştir. Hatta bazı tefsirlerde anılan tabirin “hayra engel olmak” şeklinde izahının bağlamsal ve dilsel açıdan mahzurlu olduğu açıkça ifade edilmiştir. Çalışmamızda Kâf sûresi 25. ayet-i kerimenin Türkçe mealler ve tefsirlerde nasıl izah edildiği incelenmiş ve Türkçe mealler ve tefsirler arasında bahsi geçen izah farklılığının sebepleri araştırılmıştır. Çalışmada vurgulanan anlam daralması probleminin bir başka yansımasının Mâûn sûresi 7. ayet-i kerimenin Türkçe meallerdeki çevirisinde görüldüğü de tespit edilmiştir. Ayrıca, Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadislerde “men etmek” kelimesinin farklı kullanımları detaylı biçimde araştırılmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de “vermemek” manası ile sınırlı sayıda kullanılan mezkûr kelimenin hadislerde bu manasıyla kullanımına dair pek çok örnek tespit edilmiştir.
Understanding the meaning and purpose of the Qurʾān in a correct way is of utmost importance for the Muslims. In this article the translation of the statement “Mannāʿun li’l-Khayr” which includes the word “manaʿa” that has as its original meaning “not to give” in Arabic but lost this meaning in Turkish as a result of meaning contraction is examined. This statement which is included in 25th verse of the surat Qâf and 12th verse of the surat al-Qalam is given the meaning of “preventing the good” in the sixty Qurʾān translations which have been examined except one. On the other hand, it has been found that in the twenty five tafsirs that have been studied this statement is explained as “not to perform the obligatory financial duties on a person, to be stingy” and this explanation has either be the sole explanation given for this statement or the primarily preferred explanation for this statement. Even in some tafsirs the explanation as “preventing the good” has been criticized openly for linguistic and contextual reasons. In this study, the explanation given for the 25th verse of the surat Qâf in Turkish Qurʾān translations and tafsirs has been examined and the reasons for the difference in the explanation between these two sources have been analyzed. Furthermore, various usages of the the word “manaʿa” in the Qurʾān and the ḥadīth has been extensively investigated. Many examples for this word which has a limited number of occurrence in the Qurʾān has been found in ḥadīths with the meaning of “not to give”.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALESİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2021 |
Gönderilme Tarihi | 16 Temmuz 2021 |
Kabul Tarihi | 5 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |