İslam tarihinin hemen her döneminde bir şekilde kendine alan bulabilmiş olan
selefî söylemler, özellikle XVIII. yüzyıldan sonra Müslüman coğrafyanın farklı
bölgelerinde görülen siyasî, askerî ve kültürel bunalımlar ve bunlara yönelik
çözüm arayışları sebebiyle gündemi daha fazla meşgul etmiştir. Bu döneme şahit
olmuş birçok şahsiyet ve hareket “selefe ittibâ” söylemini öne çıkarmış ve İbn
Teymiyye ile öğrencisi İbn Kayyim’i düşünce ve iddialarında referans olarak
kullanmışlardır. Cumhuriyet döneminden önce Anadolu coğrafyasında da bu
gelişmelerin yansımaları görülmüş, fakat tek partili yıllarda İslam dünyasının diğer
coğrafyaları ile bu çerçevedeki etkileşim sekteye uğramıştır. 1960’lı yıllardan
itibaren bu kopukluk telafi edilmeye çalışılmış ve selefî iddiaları ile öne çıkan
çağdaş isimlerden yoğun bir şekilde tercümeler yapılmış, bazı bölgelerde selefî
söylemleri iddialarının bir parçası haline getiren hoca çevreleri oluşmaya
başlamıştır. 1980’li yıllardan itibaren İbn Teymiyye ve İbn Kayyim’in eserleri
yoğun bir şekilde tercüme edilmiş ve buna paralel olarak bu iki isim üzerine
yapılan akademik çalışmalarda da artış görülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 29 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 13 Sayı: 25 |