İslâm dünyasında liderlik hilafet makamında tecessüm etmiştir. Fiilî yön ve boyutlarının yanı sıra, bu makam yüzyıllar içerisinde geleneksel ve temsilî bir boyut da kazanmış ve hatta belirli bir noktadan itibaren makamın bu geleneksel hususiyeti uhdesindeki eylemsel güç ve tesirinden daha etkili ve önemli bir hal almıştır. Bununla birlikte, 1258 yılında Moğolların Bağdat’ı işgali ve Abbâsî Halifesi’ni katli Müslüman dünya açısından bir travmaya ve aynı zamanda bir takım belirsizliklere neden olmuştur. 1250’ler itibariyle, uzun süreden beri halifelerin çok tesirli bir gücü haiz olmadıkları malumdur. Ancak hilafet makamının İslâm dünyasındaki geleneksel temsilî değeri Bağdat’ın işgaliyle yok olmamış, dolayısıyla da bu noktadaki toplumsal beklenti varlığını korumuştur. Sultan Baybars bu beklentiyle, özelde kendi iktidarı ve genelde Memlûklerin İslâm dünyasındaki siyasi ve sosyo-dinî hedeflerini birleştirerek, yaklaşık üç buçuk yıllık bir aradan sonra, Abbâsî soyundan bir kişiye biat edip hilafet makamını 1261 yılında Kahire’de ihya etmiştir. Böylece, tıpkı daha önceki tarihi süreçte olduğu gibi, devingen bir zeminde anlaşılması ve kavranması gereken hilafet Memlûkler himayesinde yeni bir sürece girmiştir. Bu yeni süreç İslâm dünyasındaki liderliğin geleneksel tezahürü olan hilafet makamının korunduğu, ancak bununla birlikte, Müslüman dünyadaki liderlik iddiasının başka vasıtalar üzerinden de ifade edilmeye başlandığı bir neticenin oluşmasında işlerlik göstermiştir. Bu ifadelerden en önemlisi Hicaz’ın, dolayısıyla da Harameyn’in hâkimiyeti ve himayesidir. Tabii olarak bu durum Memlûkler öncesinde, Memlûkler zamanında ve sonrasında yaşanan gelişmelerle bağlantılı olarak farklı uzamları ve pek çok yönü bulunan, ayrıca tedrîcî şekilde gelişen bir süreç meselesidir. Bununla birlikte, Sultan en-Nâsır Muhammed’in üçüncü saltanat döneminde Memlûk–İlhanlı ilişkileri ve Sultan’ın bu dönemdeki üç hac seferi işaret edilen bağlamda özellikle önemlidir ve bir kırılma noktası teşkil etmiştir. Bu çalışmada, mezkûr yeni liderlik iddiasının ifade biçiminin oluşum ve gelişiminde Memlûk - İlhanlı ilişkilerinin rolü ve Sultan en-Nâsır Muhammed’in bu süreçteki üç haccının etkisi tespit ve tetkike çalışılmıştır.
yok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Tarihi ve Medeniyeti |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 2 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 2 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |