Avrasya göçerleri, komşuları Çin, Hindistan, İran, Ortadoğu, Doğu ve Orta Avrupa’nın yerleşik-tarım toplumlarının gelişmesinde, dolayısıyla dünya tarihinde önemli bir rol oynamışlardır. Her ne kadar söz konusu bu yerleşik toplumlar, göçerleri daimi bir tehdit olarak görmüş ve “barbar” şeklinde nitelemişse de, yaygın kanaatin aksine, onların bu toplumlar üzerindeki etkisi salt istila, yağma ve tahripten daha öte ve daha karmaşık bir mahiyet arz eder. Özellikle yerleşik toplumları yönettikleri devirlerde göçer kültürünün, onlara ait kültür öğelerini değiştirdiğini; bu anlamda göçerlerin Avrasya kültür değerlerinin söz konusu coğrafyada dolaşımını sağlayan birer vasıta, katalizör ve kültürel değişimi hızlandıran birer muharrik oldukları görülür. Diğer taraftan onlar, kültürel gelişim sürecinde fikirlerin, inançların, bilgi ve teknolojinin, maddi ve manevi kültür öğelerinin taşınmasında edilgen konumda bulunmayıp, bizzat bu terakkide aktif biçimde rol almışlar; bu değişime katkıda bulunmuşlardır. Tercihleri ve ortaya koydukları inisiyatifler, yalnızca idare ettikleri coğrafyalarda değil, başka topraklarda da birtakım kültürel ve entelektüel değişime zemin hazırlamıştır. Göçerler için, çoğu zaman olumlu anlamda ve birleştirici yönlerine atfen kullanılan pax terimi, aslında bu kültürel kaynaşma olgusunun üst çerçevesini ifade eder.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Kitap Tanıtımı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 |