The underlying reason for such an approach was to protect England’s interests in the Middle East, in which Greece acted as the gendarmerie force. Greeks claimed that the majority of the population, especially in the Thrace and Western Anatolia, belonged to them, and thus tried to legitimize their occupations in these regions. Their efforts in making their allegations true resulted in atrocities. The Greeks committed genocide against the Turkish and Muslim population and tens of thousands of people were massacred and tortured. This study, tries to examine the Greek occupation and atrocities on Thrace by providing archival documents and materials.
30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi sonrası, Osmanlı Devleti ile Türk Milleti için kötü günlerin de başlangıcı olmuştur. Bu mütarekenin 7. Maddesi Đtilaf devletlerine işgal hakkını vermiş ve ülkenin her tarafı işgale açık hale gelmişti. Nitekim Yunanlılara Osmanlı topraklarına asker çıkarma izni bu maddeye dayanarak, Đngilizler tarafından verilmişti. Đngilizlerin Yunanlılara verdiği bu izinde, onları Orta Doğu’daki menfaatlerinin jandarması yapma amacı güdülmüştü. Yunanlılar özellikle Trakya ve Batı Anadolu bölgelerinde nüfusun çoğunluğunun Rumlardan oluştuğunu iddia etmiş, bu bölgeler üzerindeki işgallerini meşru hale getirmeye çalışmışlardı. Gerek Trakya gerekse Batı Anadolu’daki işgalleri Rum nüfusun çoğunluğuna dayanarak meşru hale getirme çabası, Yunanlıları bu bölgelerde Türk ve Müslüman nüfus üzerinde katliam ve mezalim yapmaya sevk etmişti. Türk halkı üzerinde uygulanan bu katliam ve mezalimler korkunç boyutlara ulaşmış, on binlerce insan işkencelerle katledilmiştir. Bu çalışmamızda, özellikle Trakya bölgesindeki Yunan işgali ve mezalimi arşiv belgeleri ile de desteklenerek ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 |