It is one of the most unfortunate events for people that being immigrated from their lands during their life. The migration with the name in this study is one of the last remedy for people who are under the military, economic and cultureal pressure. Becasue the people who have a possibilty for taking moveable properties as well as their memories during the emigration left more of theses things. The Ottoman Empire that had a long history which took six centuries and a large geography that include three continents had also met the immigration events rather frequently. But this meeting had never happened before as much often as after the Crimean War . The immigration wave from Caucasia and Balkans to the Ottoman country after the war become a new problem that need more effort, struggle and money for the administrators of the empire who had been striving for the current problems. So in this study those topics will be tryed to explain that what kind of methods were used during the settlementing for the ulema class who were among the immigrants and took refuge in the Ottoman country during the settlemeningt actions and what kinds of aim were given them. Besides the difficulties which were met in this process will be noticed. In this study especially the muderris’ will be investigated deeply among the ulema class like imam, sheik, mufti will be done. At the same time how those immigrant ulema helped the Ottoman social and cultural life will be mentioned
Yıllarca yaşadığı topraklardan göç ettirilmek, insanoğlunun yaşamı süresince karşılaşabileceği en talihsiz olaylardan birisidir. Bu çalışmadaki anlamıyla göç; her türlü askerî, ekonomik ve kültürel baskıya maruz kalan insanların başvuracakları en son çarelerden birisidir. Çünkü göçerken hatıralarından başka bir de taşınabilir mal varlıklarını yanlarına alabilme imkânı bulunan insanlar geride bunlardan daha fazlasını bırakırlar. Altı asır gibi uzun bir tarih ve üç kıta gibi geniş bir coğrafyaya sahip olan Osmanlı Đmparatorluğu da göç hadisesi ile sık sık karşılaşmak durumunda kalmıştır. Ancak söz konusu karşılaşma hiçbir zaman Kırım Harbi’nden (1853–1856) sonraki kadar sık yaşanmamıştır. Harpten sonra Kafkasya ve Balkanlar’dan doğru başlayan göç dalgası, hâlihazırdaki sıkıntılarla boğuşmakta olan imparatorluk idarecileri için ayrıca mesai, çaba ve para sarfını gerektiren yeni bir mesele haline alacaktır. Đşte bu çalışmada, bazı örnek hadiselerden hareketle Kırım Harbi sonrasında Osmanlı ülkesine sığınan muhacirler arasında bulunan ulema sınıfının imparatorluk sınırları içerisinde yerleştirilmelerinde nasıl bir yöntemin izlenildiği ve kendilerine ne tür yardımlarda bulunulduğu açıklanmaya çalışılacaktır. Ayrıca bu süreçte karşılaşılan güçlüklere de dikkat çekilecektir. Đmam, şeyh, müftü gibi ilmiyeye mensup zümrelerden başka daha ziyade müderrislerin inceleneceği bu çalışmada son olarak muhacir ulemanın Osmanlı toplumsal ve kültürel yaşamına nasıl bir katkıda bulunmuş olduklarına da değinilecektir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 |