1146 Eylül'ünün ortalarında Nureddin Mahmud Haleb'de babasının
yerine geçtiği zaman, genç, tecrübesiz ve kendini kabul ettirmek durumunda olan biri idi. Etrafı rakipler ve kuvvetli düşmanlar ile çevrili olduğu gibi emirleri arasında da kıskançlıklar hüküm sürüyordu. Zengî'-
nin beyliğinin bölünüşü ile, Urfa'nın zaptı müstesna, son yirmi yılda elde
edilen bütü n kazançlar kaybolmuş gibi görünüyordu. Dimaşk't a Unur,
Hama'dak i el-Yağısiyanî hâkimiyetini ele geçirmek ve Humus' u Haleb'-
den ayırmak suretiyle Zengî'nin kumandanı Necmeddin Eyyub' u Baalbek'i terke zorlamakta gecikmedi. Nureddin ile birlikte Haleb'e kada r
gitmiş olan Şirkûh'un Raymond'u n yaptığı bir akını püskürtmesinden
sonra, Joscelin'in Urfa'yı yeniden ele geçirmek için giriştiği teşebbüs daha
ciddî bir tehlike arzetti. Bu tehlikeli anda Nureddin ilk defa kişiliğini
gösterdi; sadece Haçlılar'ın değil, Musul hâkimi olan kardeşi Seyfeddin'in
de şehri ele geçirme teşebbüslerini önlemek için Urfa'nın müdafaasına
koştu ve şehrin Ermeni ve Yahudi sâkinlerini de maruz kalabilecekleri
katliam edilme tehlikesinden kurtardı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 1966 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1966 |