The people living on the island of Cyprus, which was conquered by the Turks in 1571 and remained under Turkish rule until 1878, reflected the characteristic features of the Ottomans, both due to its close geographical location and close cultural and social characteristics. Despite the pressures that started with the annexation of the British, Cyprus has worked to keep its ties with its homeland Turkey dynamic. The best examples of this can be seen in the fact that they declared that they would be ready for all kinds of support for the liberation of the homeland during the War of Independence, and after the proclamation of the Republic, they adopted the modernization process that started with Ataturk's reforms by reflecting it on the regions where they lived. The Turkish Cypriot people have been a source of morale for Turkey by putting forward their efforts in this direction through the press and publications. During the 1930s, in the face of the turmoil on the island and the rebellions initiated by the Greek Cypriot side who wanted the island to be handed over to Greece, Turkey took initiatives to ensure that the Turkish Cypriots were in a safe environment, and this interaction contributed to the strengthening of the bond of friendship between Turkey and the Turkish Cypriots.
The friendly relations between the two groups have developed not only in the political dimension but also in the economic, social and cultural fields, and visits have been made at this point. The steps in the field of education, which frequently bring the two sides together, have made the friendship eternal. Especially the higher education needs of Turkish Cypriots have been met through their admission to universities and institutes in Turkey. In addition, teachers sent from Turkey to Cyprus contributed to the improvement of the educational life of the Turks on the island. The friendly steps taken in cultural activities and sports, and Turkey's financial support for the press and broadcasting, the most effective tool for the Turkish Cypriot people to make their voices heard, played a role in maintaining good relations. In addition to all these, the financial difficulties of the Turkish Cypriots were tried to be overcome with the opportunities offered by Turkey.
The Turks on the island owed it to Turkey, which supported the Turkish Cypriot people's struggle for existence both during the Ottoman Empire and the Republic Period, to lend a helping hand in Turkey's difficult times. During the earthquake disasters experienced by Turkey, the Turkish Cypriot people wanted to pay their debt of gratitude to the motherland by sending the aid campaigns they initiated to compensate for the losses to the Red Crescent. In this study, donations sent from Cyprus to Turkey to contribute to the losses experienced in the earthquakes that occurred in Turkey in 1940-1950 were discussed. By evaluating the aid sent by various institutions and organizations through examples, the ageless face of the philanthropic identity of Turks, regardless of the geography in which they reside, is revealed.
1571’de Türkler tarafından fethedilen ve 1878 yılına kadar Türk idaresinde kalan Kıbrıs adasında yaşayan halk gerek yakın coğrafi konumu gerekse kültürel ve sosyal özellikleri sebebiyle Osmanlıların karakteristik özelliklerini yansıtmış, İngilizlerin ilhakıyla başlayan dönemde dahi anavatan Türkiye ile bağların dinamik kalması için çalışmıştır. Bunun en güzel örnekleri Millî Mücadele Dönemi’nde anavatanın kurtuluşu için her türlü desteğe hazır olacaklarını bildirmeleri ve Cumhuriyet’in ilanından sonra ise Atatürk inkılaplarıyla başlayan modernleşme sürecini bulundukları bölgelere yansıtmak yoluyla benimsemeleri gerçeğinde görmek mümkündür. Kıbrıs Türk halkı bu yöndeki çabalarını basın ve yayın yoluyla ortaya koyarak Türkiye için moral kaynağı olmuştur. 1930’lu yıllar boyunca adada baş gösteren karışıklık ve adanın Yunanistan’a devredilmesini isteyen Kıbrıs Rum kesiminin başlattığı isyanlar karşısında Türkiye, Kıbrıslı Türklerin güvenli bir ortamda bulunmaları için girişimlerde bulunmuş, bu etkileşim Türkiye ile Kıbrıslı Türklerin dostluk bağının güçlenmesine katkı sağlamıştır.
İki kesim arasındaki dostluk ilişkileri sadece siyasi boyutta değil ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda da gelişme göstermiş, bu noktada ziyaretler gerçekleştirilmiştir. İki tarafı sıkça bir araya getiren eğitim alanındaki adımlar dostluğu ebedi kılmıştır. Özellikle Kıbrıslı Türklerin yükseköğrenim konusundaki ihtiyaçları Türkiye’deki üniversite ve enstitülere kabul edilmeleri yoluyla karşılanmıştır. Ayrıca Türkiye’den Kıbrıs’a gönderilen öğretmenler, adadaki Türklerin eğitim hayatlarını geliştirmelerine katkı sağlamışlardır. Kültürel faaliyetlerde ve spor alanında atılan dostluk adımları ve Kıbrıs Türk halkının seslerini duyurmalarının en etkili aracı basın ve yayın konusunda Türkiye’nin maddi destekleri iyi ilişkilerin korunmasında rol oynamıştır. Tüm bunların yanında Kıbrıslı Türklerin içinde bulunduğu mali güçlükler Türkiye’nin sunduğu imkanlarla aşılmaya çalışılmıştır.
Gerek Osmanlı Devleti Dönemi’nde gerekse Cumhuriyet Dönemi’nde Kıbrıs Türk halkının var olma mücadelesine destek olan Türkiye’ye karşı adadaki Türkler, Türkiye’nin zor zamanlarında yardım elini uzatmayı borç bilmiştir. Türkiye’nin yaşadığı deprem felaketlerinde Kıbrıs Türk halkı, yaşanan kayıpların telafisi için başlattığı yardım kampanyalarını Kızılay’a ulaştırarak anavatana minnet borcunu ödemek istemiştir. Bu çalışmada 1940-1950 yıllarında Türkiye’de meydana gelen depremlerde yaşanan kayıplara katkı sağlamak üzere Kıbrıs’tan Türkiye’ye gönderilen bağışlar ele alınmıştır. Çeşitli kurum ve kuruluşlarca gönderilen yardımlar örnekler üzerinden değerlendirilerek hangi coğrafyada yerleşik bulunduğuna bakılmaksızın Türkün hayırsever kimliğinin eskimeyen yüzü ortaya konulmuştur.
Türkiye-Kıbrıs İlişkileri Yardımlaşma Faaliyetleri Hayırseverlik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 13 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 31 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 14 |
Yayının Türü: Uluslararası Akademik Hakemli-Altı Ayda Bir Yayınlanır