Türk edebiyatının her döneminde görülen şiir,
Tanzimat döneminde büyük bir kırılma yaşamaya başlar. Şiirin önce içeriği sonra
da biçimi değişime uğrar. Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa ile başlayan yenileşme
Recaizade Mahmut ve Abdülhak Hâmit’le devam eder; fakat genel olarak edebiyatın
özel olarak da şiirin yenilenmesi düz bir çizgi hâlinde gerçekleşmez. Batı
tarzı edebiyata karşı tepkiler de oluşur. Bu nedenle sosyal yaşamda görülen
ikilik edebiyatta da ortaya çıkar. Artık geri dönüşü olmayan değişimin
taraftarları ve karşı çıkanları arasında uzun yıllar sürecek olan bir kavga
başlar.
1852’de dünyaya gelen Abdülhak Hâmit kendisini
iyice yerleşmiş olan ikiliğin ortasında bulur. Hem Batı’yı hem de Doğu’yu yakından
tanıyan Abdülhak Hâmit, edebiyatta yeninin yanında yer alır. Victor Hugo’dan
etkilenir. Genellikle Romantizm akımının kurallarına göre davranır. Ortaya
koyduğu yapıtlarıyla kendisinden önce başlayan yeni edebiyatın daha da ileri
gitmesi için çalışır. Sahra, Kürsî-i İstiğrak,
Makber,Hacel, Belde gibi şiir
kitaplarıyla tartışma yaratan; Türk edebiyatının yönünü belirleyen yazınsal
yanı ağır basan eserlere imza atar. Bu çalışmada ele alınan Hacle, şairin yaşama bakışını
göstermesinin dışında bir arayış içinde olan Türk şiiri için önemli sonuçlar
doğurur. Hacle’de geçen alışılmamış
bağdaştırmalar, temalar ve yapıtın biçimi genç şairleri etkiler; onların
aradığı yeni şiir için bir çıkış noktası olur. Somut etkileri de başta Servet-i
Fünûn edebiyatçılarında olmak üzere sonraki yıllarda ortaya çıkar. Çalışmada Hacle’nin Batı tarzı Türk şiirinde
oynadığı rol değerlendirilmektedir.
The poetry seen in every period of
Turkish literature begins to experience a major break in the Tanzimat period.
First the content of the poem and then the form of it changes. The renewal
that started with Şinasi, Namık Kemal, Ziya Pasha continues with Recaizade
Mahmut and Abdülhak Hamit; however, the renewal of literature in general and
poetry in particular does not occur in a straight line. Reactions to
Western-style literature also occur. Therefore,
the duality seen in social life also occurs in literature. A fight begins
between supporters and opponents of the now irreversible change that will last
for many years.
Abdulhak Hamit, born in 1852, finds
himself in the midst of a well-settled dichotomy. Abdulhak Hamit, who knows
both the West and the east closely, is next to the new in literature. He is
influenced by Victor Hugo. He usually acts according to the rules of the
romance movement. He works to further the new literature that began before him
with his works. Sahra,
Kürsi-i Istiğrak, Makber, Hacel, Belde, such as poetry books that create
controversy, the direction of Turkish literature determines the literary side
of the works that outweigh. The Hacle
discussed in this work has important consequences for Turkish poetry, which is
on a quest other than to show the poet's view of life. The unconventional
adaptations, themes and the form of the work in Hacle affect young poets; it is a starting point for the new poetry
they seek. Its concrete effects also appear in later years, especially in
Servet-i Fünun literati. In the study, Hacle's
role in Western style Turkish poetry is evaluated.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 4 Sayı: 3 |