Yaygın şekliyle işârî tefsir yöntemi, Kur’ân vahyinin zâhirine ters düşmeksizin, kelimelerin ötesindeki anlam derinliklerine inerek işaretler yoluyla Kur’ân’ı tefsir etme yöntemi diye tanımlanır. Kur’ân tefsir yöntemleri arasında tasavvuf ile yakın ilgisi bulunan işârî tefsirin, maneviyata dönüş yüzyılında üzerinde çalışılan bir alan haline geldiği söylenebilir. İşârî tefsir gaybın şâhide kıyasına dayanır. Bu isimlendirme tefsir geleneğinde diğer tevillere nazaran asli olmayan/ikincil anlama şeklini karşıladığı görülür.
İbnü’l-Arabî, sûfî düşünceye ilişkin gelişim seyrinde özgün bir yere sahiptir. Onun manevî, ilmî ve felsefî birikiminin yanısıra kullandığı kavramlar ile işârî tefsir yöntemi sonraki dönem sûfî düşüncesinde de derin izler bırakmıştır. İbn Arabî’nin varlık ve bilgi anlayışı çerçevesinde konuya bakıldığında nakil ile elde edilen bilgilerin yanısıra tecrübî boyutun da oldukça önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Derlemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 9 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 23 Sayı: 46 |
Tasavvuf İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.