Hânefî ekolünde fıkıh usûlü yazımı Irak ve Semerkant usûl anlayışı ol-mak üzere temelde iki alt ekole ayrılmıştır. Fıkıh usûlünün kelâmî perspektif-ten yazılması gerektiğini ifade eden Semerkant ekolünün önemli temsilcile-rinden Alâeddin es-Semerkandî (öl. 539/1144), kendisinden önce Hânefî muhitinde yaygınlık kazanan usûl yazım metodunu eleştirir. O, Irak Hânefî usûl çizgisini devam ettiren Ebû Zeyd ed-Debûsî (öl. 430/1039) gibi usûlcüleri eleştirirken Şemsüleimme es-Serahsî (öl.483/1090) ve Ebü’l-Usr el-Pezdevî’den (öl. 482/1089) eserinde ise neredeyse hiç bahsetmez. Oysa çalışmamıza esas aldığımız nesh konusu bağlamında bakıldığında Semerkandî’nin el-Mizan adlı usûl eserindeki sistematiğinin Serahsî’nin usûl eserindeki sistematiği ile neredeyse aynı olduğu görülecektir. Her iki usûlcünün nesh anlayışlarının karşılaştırılmasındaki asıl sebep, nesh konusunun kelâm ile yakın ilişkisidir. Bu çalışmada, her iki usûlcünün neshi nasıl ele aldığı ve nesh yaklaşımları üzerinde durulacak, aralarındaki benzerlik ile farklılıklara işaret edilecektir. Söz konusu bu benzerlik ile farklılıkların Semerkandî’nin Irak meşâyihini eleştirisi ile örtüşüp örtüşmediği; başka bir ifade ile Semerkandî’nin kendisinden önceki Hanefî ashabının usûl eserlerinde kelâmî konulara yer vermediğine yönelik eleştirisinde ne derece haklı olduğu Serahsî’nin nesh anlayışı üzerinden de-ğerlendirilecektir.
In the Hanafī school, the writing of the fiqh method is basically divided into two sub-schools, namely the Iraqī and Samarkand method. Alaeddin es-Samarkandī (d.739/1144), one of the important representatives of the Samarkand school, who wanted the fiqh method to be rewritten from a theological perspective, strongly criticizes the method of writing, which became widespread in the Hanafī community before him. While he criticizes the methodists such as Dabusī (d.430/1039), who continued the Iraqī Hanafī methodists’ line, he never mentions Sarakhsī (d.483/1090) and Pazdawī (d.482/1089) in his work. However, when we look at the subject of naskh [abrogation], which we base our study on, it will be seen that the systematic of Samarkandī’s work called “al-Mīzān” is almost the same as the way it is handled in Sarakhsī's work of usûl. The main reason for comparing the understandings of abrogation of both scholars is the close relationship between the subject of abrogation and kalam. In this study, the focus will be on how both scholars approached abrogation and on their approaches to abrogation, and the similarities and differences between them will be pointed out. Whether this similarity and differences coincide with Samarkandī’s critique of the Iraqī sheikh; in other words, the extent to which Samarkandi was right in his criticism that the Hanafī companions before him did not include theological issues in their procedural works will be evaluated through Sarakhsī's understanding of abrogation.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 8 Mart 2022 |
Kabul Tarihi | 8 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |