Hadis ilminde turuku tahammüli’l-ilm, hocadan hadis alma yöntemlerine denir. Genel olarak âlimler sekiz farklı metoda işaret etmişlerdir. Bunlardan bazıları herkes tarafından tartışmasız olarak kabul edilirken bazıları ise tarih boyunca polemiğe yol açmıştır. Söz konusu yöntemler birden ortaya çıkmayıp belli bir süreç içerisinde gelişmiştir. Bu makalede sekiz usûlden biri olan kitâbe/mükâtebe incelemeye tabi tutulacak ve Hz. Peygamber zamanından itibaren adı geçen metodun zeminini hazırlayan olaylara değinilecektir. Ayrıca sözü edilen metodun hadis rivayetinde hicri üçüncü asra kadar olan kullanımına temas edilecektir. Bunun yanı sıra kitâbe/mükâtebe ıstılahının doğuşu ve gelişimi ile klasik usûl eserlerindeki serencamı tespit edilmeye çalışılacaktır. Son olarak hadis kitaplarında bu metot ile alınan hadisler rivayet edilirken kullanılan edâ sîgaları ele alınacaktır. Araştırmanın neticesinde ıstılah olarak kitâbe/mükâtebenin ilk asırlarda münâvele veya icâzet ile anılırken daha sonra ayrı bir metot olarak değerlendirilmeye başlandığı görülmüştür. İbnu’s-Salâh’a kadar daha çok kitâbe şeklinde zikredilirken, İbnu’s-Salâh’tan sonra genelde mükâtebe olarak anıldığı tespit edilmiştir.
Turuq al-taḥammul al-ʿilm is the methods of receiving a ḥadīth from the teacher in the science of ḥadīth. In general, scholars have pointed out eight different methods. While some of these methods are accepted as unanimously by everyone, some methods have led to polemics throughout the history. The methods did not appear out of nowhere, but appeared in a process. In this article, mukātaba (correspondence), one of the eight methods, will be examined and the events that laid the groundwork for this method from the time of the Prophet will be discussed. Furthermore, the use of mukātaba in the ḥadīth transmission up to the third hijrī century will be mentioned. In addition, the origin and development of the term mukātaba will be researched. Finally, modes of transmission used while transmitting the aḥadīth obtained by this method in ḥadīth collections will be examined. As a result of the research, it has been seen that in the first centuries, kitāba/mukātaba was mentioned together with munāwala or ijāza, but later on, it began to be considered as a separate method. While it was mostly mentioned as kitāba until Ibn al-Salāh, it started to be called mukātaba later on.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 26 Eylül 2022 |
Kabul Tarihi | 5 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |