When the history of Kalām is investigated it is notable that there were significant parameters separating it into certain terms. For example, it is well-known periodization facts that starting with Cuveyni, the philosophizing of Kalām was strengthened by Ghazali and it reached its peak form by Fakhruddin Razi. At this point, it is important that like formers, one of the scholars lived in the period of the philosophical Kalām was Abū Sanā al-Iṣfahānī. His works related to the methodology of Kalām were regarded as a guideline for Kalām methods. After the integration of the Kalām with philosophy, one of the most visible changes in the methodology of Kalām was that Isfahani followed philosophical methods in the realm of tanzih attributes. It is said that Isfahani tried to express and prove the concept of the tanzih attributes through the notion of Necessary Being (wâjib al-wujûd). As he was said that he was the fan of the tradition that had been put forward by Ibn Sina, his stance about whether Allah, himself can be comprehended by mental terms was closer to the philosophical position instead of the theological science and it also shows that Isfahani adopted some of the ideas of the philosophers. Therefore this article covers Isfahani’s certain ideas related to these concepts. It also reveals his rejections to other’s ideas claimed by scholars like Fakhruddin Razi.
Kalam Abū al-Sanā al-Iṣfahānī The notion of Necessary Being Tanzîh attributes Rational Positions
Kelâm tarihi göz önüne alındığında belli parametrelere göre farklı dönemlere ayrıldığı görülmektedir. Bunlardan en çok bilinen dönemlendirmeye göre Cüveynî (ö. 478/1085) ile başlayan kelâmın felsefileşme evresi Gazzâlî (ö. 505/1111) ile ivme kazanmış ve Fahreddîn er-Râzî (ö. 606/1210) ile kemale ermiştir. Felsefi dönem kelâm âlimlerinden birisi de Ebü’s-Senâ el-İsfahânî’dir. Kelâmın yönteminin kusursuzlaşması ve delillerinin kesinliğinin artması noktasında kaleme aldığı eserleriyle bu alana yaptığı katkı göz ardı edilemeyecek durumdadır. Kelâmın felsefileşmesiyle beraber içerik ve yöntem olarak değişen konulardan biri olan tenzîhî sıfatlar meselesinde İsfahânî’nin felsefi yöntemi kullandığı bariz bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu bağlamda o, tenzîhî sıfatları felsefi bir ifade olan “zorunlu varlık” kavramı üzerinden ispat etmeye çalışmaktadır. Ayrıca İbn Sînâcı gelenekten de haberdar olan İsfahânî, “Allah’ın zâtının aklî lezzetlerle vasıflanabileceği” şeklindeki görüşüyle bu hususta belli ölçüde de olsa kelâmcıların bakış açısını terk edip filozofların görüşünü benimsediği görülmektedir. Bu makalede İsfahânî’nin konu hakkındaki görüşleri ve Fahreddîn er-Râzî özelinde kelâmcılara itirazları değerlendirilecektir.
Ebu’s-Senâ el-İsfahânî tenzîhî sıfatlar aklî lezzet zorunlu varlık
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 15 Nisan 2020 |
Kabul Tarihi | 3 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 6 Sayı: 1 |