Son dönemlerde sıklıkla tartışılan ölme hakkı, kişisel özerkliğe verilen önemin artmasıyla özel yaşama saygı hakkının sınırlarının yeniden tanımlamaya çalışma çabasıdır. Özel yaşama saygının bir boyutu olarak değerlendirilen kendi geleceğini belirleme hakkı ile yaşam hakkının çatışması olan ölme hakkından, kişinin kendi özgür iradesi ile yaşamını bir başkasının eliyle (ötanazi) ya da yardımıyla (yardımlı intihar) sonlandırması anlaşılır. Ölme hakkının en liberal şekilde uygulama bulduğu ülkelere komşu olan Almanya’da bu hakkın hukuki durumu belirsizliklere çevrilidir. Ceza Kanunu’nda ötanazi açıkça suç teşkil ederken ne intiharı ne de intihara yardımı suç olarak tanımlayan Almanya, İsviçre’de oldukça popüler yardımlı intihar organizasyonlarının kanundaki boşluktan faydalanarak Almanya’da faaliyetlerini artırmalarının önüne geçmek istemiştir. Böylelikle 2015’te Ceza Kanunu’na sistemli bir şekilde sağlanan intihar yardımını suç olarak tanımlayan madde 217 eklenmiş, fakat 5 yıl yürürlükte kaldıktan sonra 2020’de Federal Anayasa Mahkemesi’nin anayasaya aykırılık kararı ile iptal edilmiştir. Her ne kadar organizasyonlar düşünülerek düzenlenmişse de, 217. madde doktorları da etkilemektedir. Doktorlar, görevleri gereği ciddi şekilde acı çeken ve hastalığa daha fazla tahammül etmek istemeyip ölmeyi tercih eden hastalardan gelen ölme isteklerinin ilk muhatabıdır. Ölme hakkının tıp biliminden bağımsız düşünülmesi mümkün değildir. Dolayısıyla tıp camiasının ölme hakkına yaklaşımı oldukça önem arz etmektedir. Bir doktorun kariyeri boyunca birden fazla kez yaşamını sonlandırmak için yardım isteyen hastayla karşılaşması olağandır. Bu durumda doktorun birden fazla hastasının intiharına yardım etmesi sistemli sayılarak madde 217 altında suç teşkil edecek midir? Maddenin iptal edilmesiyle bu sorunun cevabının çok bir ehemmiyeti kalmasa da, tıp mesleğini düzenleyen diğer kanun ve tıbbi etik kurallar altında doktorun yardımlı intiharda rol alıp alamayacağı yine belirsizliklerle çevrili olagelmiştir. Fakat Federal Anayasa Mahkemesi’nin açıkça ölme hakkını genel kişilik hakkının bir uzantısı olarak kabul etmesiyle, kişilerin bu haklarını tasarruf edebilmeleri için gerekli düzenlemeler yapılmalı ve doktorların yardımlı intihardaki rolleriyle ilgili belirsizlikler kanun koyucu tarafından giderilmelidir.
Almanya’da ölme hakkı kendi geleceğini belirleme hakkı sistematik yardımlı intihar yasağı yardımlı intihar
The right to die debate is an effort to redefine the borders of the right to self-determination, an aspect of the right to respect for private life, meanwhile trying to reconcile the conflict between the interests protected under the right to life and the increased value of personal autonomy. The question that lies in the core of this debate is whether the autonomous decision to die with the direct act (euthanasia) or help (assisted suicide) of a third person should be respected. The legal situation of the right to die is still not adequately clear in Germany, which is neighbour to States with some of the most liberal practices such as the Netherlands and Switzerland. While euthanasia forbidden, neither suicide nor assisted suicide is a crime under the German Criminal Code. In 2015, the German legislator adopted section 217 of the Criminal Code that prohibits business-like assisted suicide in order to prevent the establishment of assisted suicide organizations similar to those in Switzerland. Although the aim of the section was to prevent organizations, it also affected doctors, whose involvement in assisted suicide is mostly unavoidable. Doctors are often the first address for patients, who no longer want to continue living due to their illness. It is impossible to discuss the right to die without involving the medical profession. Would it qualify as business-like assisted suicide if a doctor obliges with more than one request for suicide assistance? The answer is not as relevant anymore, since this prohibition was found unconstitutional and section 217 was declared void in 2020. The Constitutional Court expressly included the right to die under the general right to personality. However, there are other regulations that apply to the medical profession that still blur the legal situation of their involvement in assisted suicide. Doctors must consider the Narcotic Drugs Act, which regulates the most-often-used drug for assisted suicide – sodium pentobarbital – , and the Code of Professional Conduct before participating in assisted suicide. More than two years after the Constitutional Court’s judgments, the legislator is yet to regulate assisted suicide.
right to die in Germany right to self-determination business-like assisted suicide assisted suicide
Die Debatte über das Recht auf Sterben ist ein Versuch, die Grenzen des Selbstbestimmungsrechts (das ein Aspekt des Rechts auf Achtung des Privatlebens ist) neu zu definieren und dabei den Konflikt zwischen den geschützten Interessen und dem gestiegenen Wert der persönlichen Autonomie auszugleichen. Im Mittelpunkt dieser Debatte steht die Frage, ob die autonome Entscheidung einer Person, mit Hilfe einer anderen Person zu sterben, respektiert werden sollte. Das Recht auf Sterben ist in den letzten Jahren vor allem in Europa intensiv diskutiert worden. Neben dem Europäischen Gerichtshof für Menschenrechte haben sich auch mehrere nationale Gerichte mit diesem Thema befasst. Einer dieser Staaten ist Deutschland.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yurtiçi İnsan Hakları Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 5 Sayı: 1 |