Toprak sıkışması ve buna bağlı toprağın gözenek yapısının değişimi, tarımsal sürdürebilirliği ve bitkisel verimi olumsuz yönde etkilemektedir. Bu olumsuz etkinin azaltılması için çeşitli amenajman uygulamalarının yanında, toprakların organik madde içeriklerinin artırılması önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca son yıllarda, toprak sıkışmasının toprağın fiziksel kalitesine etkisini belirlemede sınırlayıcı su aralığı (SSA) kullanılmaya başlanmıştır. Yapılan bu çalışmada, yüksek sıkışma potansiyeline sahip kil tekstür sınıfına sahip bir toprağa, ağırlıkça %0, 0.5, 1.0, 2.0 ve 4.0 oranlarında uygulanan sığır gübresi (SG), biyokömür (BK) ve kompostun (KO), altmış günlük inkübasyon sonunda, standart proktor testinde maksimum düzeyde sıkıştırılan örneklerin hacim ağırlığı (HA), toplam gözenekliliği (TG), tarla kapasitesi (TK), solma noktası (SN), faydalı su kapasitesi (FS) ve SSA üzerine etkileri belirlenmiştir. Buna göre, kontrol (K) örneği ile kıyaslandığında SG, BK ve KO uygulama dozlarındaki artış ile ters orantılı olarak toprağın maksimum HA değerleri azalmış ve TG değerleri ise artış göstermiş, %4 SG, BK ve KO uygulama dozlarında HA değerleri kontrole göre sırasıyla; %12.93, 11.56 ve 14.28 oranında düşerken, TG değerleri de sırasıyla; % 16.18, 14.38 ve 17.98 oranlarında artış göstermiştir. Ayrıca SSA’ nın alt ve üst limitleri uygulamalara bağlı olarak önemli değişkenlikler göstermiş, kullanılan organik materyallerin dozlarındaki artış ile önemli artışlar ölçülmüştür. SSA’ da en yüksek artış kompost uygulamasında %4 dozunda tespit edilmiştir. Buna göre sıkışma eğilimi yüksek ve fiziksel kalitesi düşük olan bir toprağa uygulanan her üç organik materyal de çalışma şartlarında toprağın sıkışma eğilimini azaltarak SSA’ yı genişletmiş ve toprağın fiziksel kalitesini yükseltmiştir.
toprak sıkışması, sınırlayıcı su aralığı, sığır gübresi, biyokömür kompost
Soil compaction and its associated change of the pore structure of the soil negatively affect agricultural sustainability and crop yield. In order to reduce this negative effect, it is important to increase soil organic matter content as well as applying various soil management practices. In addition, in the recent years, least limiting water range (LLWR) has been started to be used in the determination of the effect of soil compaction on the soil physical quality. In this conducted study, cattle manure (CM), biochar (BK) and compost (CO) were
applied at 0, 0.5, 1.0, 2.0 and 4.0 % by weight to a clay textured soil with a high compaction potential. Soils treated with amendments were incubated for 60 days and thereafter subjected to standard proctor test. By using the proctor test, the effects of maximum level of compacted samples on bulk density (BD), total porosity (TP), field capacity (FC), wilting point (WP), available water capacity (AWC) and LLWR were determined. Accordingly, when compared with the control (C) sample, the maximum BD values of the soil inversely
decreased with the increase in CM, BK and CO application doses while TP values experienced an upward trend. At 4% of CM, BK and CO application doses, BD values respectively decreased by 12.93%, 11.56 and 14.28%, while TP values respectively increased by 16.18, 14.38 and 17.98% compared with the control. In addition, the lower and upper limits of LLWR showed significant variations depending on the applications, and significant upward trend, following the increase in the applied doses of the organic materials were demonstrated. The highest increase in least limiting water range was found in the compost applied at 4%. Accordingly, all three organic
materials applied to a soil with a high compaction tendency and low physical expanded SSA and improved soil physical quality through reducing soil compaction tendency in the study area.
Soil compaction least limiting water range cattle manure biochar compost
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ziraat Mühendisliği |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 8 Sayı: 2 |