1925 Pehlevi darbesine kadar Türk hâkimiyetinde olan İran coğrafyası; bu tarihten sonra Fars yönetimine geçti. Bu dönemden itibaren İran’daki Türkler üzerinde asimilasyon ve Farslaştırma politikası yürütülmeye başladı. Bu asimilasyon, konuşulan Türk dilinin yasaklanmasıyla kalmamış, yer adlarının değiştirilmesi, Türk hâkimiyeti döneminden kalan yapıtların yok edilmesi gibi çeşitli yönlerde uygulanmıştır. Pehlevi sülalesi, Türkçenin yasaklanmasıyla birlikte Farsçayı resmi dil ilan ettikten sonra Türk diline tahkir ve inkâr politikası başlattı. Böylelikle coğrafyada Azerbaycan Türklerinin milletleşme süreci tarihi ve siyasi yönüyle sekteye uğratılmıştır. Güney Azerbaycan Türklerinin 1945 yılında başarılı bir milli hükümet tecrübesinin ardından 1946 yılında uygulanan kültürel soykırımla birlikte karanlık yıllara başladı. Bu karanlık dönemde milli şuur ve milli benliğin canlı tutulmasında edebiyatçı ve düşünürlerin payı oldukça önemlidir. Ali Tebrizli, Ali Kemali, Firiydun Hisarlı, Alirıza Sarrafi, Hasan Raşidi, Necaroğlu, Hüseyin Feyzullahi, Hemid Telimhanlı ve diğer yazar ve düşünürler milli his ve benliği diri tutmak amacıyla halk edebiyatı ürünlerini toplamışlardır.
İran coğrafyasında özveriyle bu önemli işlevi yürüten bu kişiler milli uyanışın kültürel temellerini atmışlardır. Bu düşünür ve yazarların başında gelen Ali Tebrizli (1929- 1998), Güney Azerbaycan Türk milliyetçilerinin teorisyeni olduğu yönüyle önemlidir. En önemli eserlerinden biri olan “Dil ve Edebiyat” kitabı, İran coğrafyasında Farslaşma politikasına karşı milli doktrin olarak benimsenmiştir. Atropat (Endişe-nov) yayınevini kuran Ali Tebrizli, derlediği ve kaleme aldığı milli edebiyat ürünlerini kendi yayın evinde bastırmıştır. Aslı ile Kerem, Şah İsmail, Köroğlu Destanı eserlerini bölgede yaşayan Türklerin anlatımıyla derleyerek ortaya koymuştur. Onun diğer eserleri; Ali Ağa Vahid’in Külliyatı, Azerbaycan Klasik Edebiyatı Mecmuaları, Fuzuli Divanı, Salman Mümtaz’ın Şiirleri, Azerbaycan Türkçesinde kendi yayınevinde yayımladığı eserlerdir. Bu eserler, İran’da Türkçenin yasak olduğu dönemlerde Azerbaycan Türkçesinde olması yönüyle fevkalade önemli eserlerdir. İran’da Fars baskıcı yaklaşımına karşı bir duruş niteliğinde olan Ali Tebrizli’nin “Dil ve Edebiyat” kitabı, İran Türklerinin milli benliğinin korunmasında ve yeni neslin milli şuur kazanmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu çalışmada Ali Tebrizli’nin “Dil ve Edebiyat” adlı eseri tanıtılarak, bu eserin Güney Azerbaycan Türklerinin milli şuur ve milli uyanışı ile öz kültüre dönüş üzerindeki etkileri üzerinde durulacaktır.
Güney Azerbaycan, Miili Bilin, Miili Uyanış, Ali Tebrizli, Dil ve Edebiyat
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Şubat 2025 |
Gönderilme Tarihi | 24 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 8 Ocak 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 137 Sayı: 271 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.