Yaşadığımız çağı “bilgi çağı” olarak adlandıranlar, ulusların bilgiyi kullanarak birbirleriyle
doğru ve sağlıklı bir şekilde iletişim kurduklarını ileri sürmektedirler. Bilginin aktarılması ve
geliştirilmesinde dilin ve eğitim dilinin önemi göz ardı edilemez. Toplumun gelişmesi ve
büyümesi için o toplumdaki dil ve gelenek oldukça ö nemlidir. İnsanlar öz kimliklerini, kültürel
bağlarını ve isteklerini dilleri ile beyan etmektedirler. Son zamanlarda dil konusu çok merak
edilen bir araştırma konusu olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkçe gibi zengin diller ise tarih
boyunca değişime uğramış ve sonuç olarak yeni Türki lehçeler ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda
ana dil ile eğitim, geleneklerine bağlı bir toplum yaratarak o toplumun bireylerinin daha hızlı
ve etkili bir biçimde gelişmelerini sağlayacaktır. Literatürde ana dillerinde eğitim alan
çocukların ana dilleri ile eğ itim almayanlara göre daha çabuk öğrenmesi ile ilgili kanıtlar
bulunmaktadır. Bu durumun ne denli acılı ve zor olduğunu Afganistan gibi bir ülkede çıplak bir
göz ile görmek mümkündür. Bu araştırmada, Afganistan’da Türk boylarının yoğun yaşadığı
Güney Türkistan’ın Tahar ilinin Hoca Bahauddin ilçesi ele alınarak ilçedeki Özbek Türkçesinin
durumu, konuşma tarzı, yazımı ve okunması; başka dillerin -özellikle Farsçanın- Özbekçe
üzerindeki etkisi, baskısı ve bu etkileşimden doğan sorunların analizi ve son olarak bu
sorunların nasıl bir toplum yarattığı araştırılmış, aynı zamanda bu sorunları aşmak için etkili
ve kolay stratejiler önerilmiştir.
Those who call the age we live in the "information age" argue that nations communicate with
each other correctly and healthily by using information. The importance of language and the
language of education in the transfer and development of knowledge cannot be ignored.
Language and tradition are very important for the development and growth of a society. People
express their self-identity, cultural ties, and aspirations through their language. Recently,
language has emerged as a very curious research topic. Rich languages such as Turkish have
changed throughout history, resulting in the emergence of new Turkic dialects. In this context,
education in the mother tongue will create a society that is committed to its traditions and will
enable the individuals of that society to develop faster and more effectively. There is evidence
in the literature that children who are taught in their mother tongue learn more quickly than
those who are not taught in their mother tongue. It is possible to see with the naked eye how
painful and difficult this situation is in a country like Afghanistan. This research focuses on the
Khoja Bahauddin district of Tahar province of South Turkestan, where Turkic tribes live
densely in Afghanistan, the status, speaking style, writing, and reading of Uzbek Turkish in the
district; the influence and pressure of other languages, especially Persian, on Uzbek, and the
analysis of the problems arising from this interaction, and finally, what kind of society these
problems create, and at the same time, effective and easy strategies to overcome these
problems are investigated.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Kullanım Bilimi, Toplumsal Dilbilim, Uygulamalı Dilbilim ve Eğitim Dilbilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 18 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 11 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 14 Sayı: 24-25 |