Hz. Peygamber’in vefatından sonra görülen siyasî ve mezhebî olaylar İslam tarihinde muhtelif düşünce ve fırkaların oluşumuna neden olmuştur. Bidʻat görüşlerin yayılması hadis ilminde isnadın sorulmasına ve böylece cerh ve taʻdîl ilminin gelişimine sebep olmuştur. Ricâl ilminde önemli bir yeri olan ve râviler hakkındaki sözleriyle istidlâl yapılan Ebû İshâk İbrâhim b. Yakûb Cûzecânî (ö. 259/821) de başta Ahvâlü’r-ricâl adlı eseri olmak üzere diğer muhtelif telifleriyle bu ilme katkılarda bulunmuştur. Önemli muhaddislerden hadis okuyan ve dönemin önde gelen muhaddislerinin de hocası olan Cûzecânî, Ahmed b. Hanbel’in de hürmet ve muhabbetini kesbetmiştir. Ancak hicrî 4. asırda Hz. Ali muhalifliğiyle anılmış, sonrasında ise zamanla Harûrî, Hureyzî gibi Nâsıbî fırkalara nispet edilmiştir. Böylece Cûzecânî’nin müteşeyyiʻ ve Şiîliğin yaygın görüldüğü Kûfeli râvilere yönelik tenkitleri, münekkitle mecrûh arasında itikâdî husumet bulunması hasebiyle itibardan düşürülmüştür. Özellikle 4. asır müellifleri tarafından Cûzecânî’ye yönelik Hz. Ali merkezli hafif ithamlar sonraki dönemlerde ağır tenkitlere dönüşerek birçok müellif tarafından kullanılmıştır. Buna göre makale, Cûzecânî’nin Hz. Ali karşıtı bir Nâsıbî olduğu, müteşeyyiʻ ve Kûfeli râvilere karşı mezhebî temayülünden dolayı insaflı davranmadığı yönündeki iddiaları tenkit etmeyi hedeflemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 5 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 8 Sayı: 1 |