The individual chose to reflect his feelings through various forms of discourse in his inner journey. These discourses sometimes took the form of stereotypes and sometimes wishes conveyed by subjective savings. These forms of discourse developed take place on two grounds as positive and negative. Good wishes are called alkış and bad wishes are called kargış. After the Turks accepted Islam, prayer gained a spiritual identity and assumed a divine function. Curse is in the form of curse, curse or sigh. It has gained an identity of seeking help from the destructive power of the Creator. The realization of curse has reached a divine functionality in the social life cycle. Especially the curse of religious personalities has developed in the context of a miracle that ends with destruction. In the light of all this information, the scope of this article study is based on Baqāī’s Egyptian copy of the poetic book called Karbalāʾ, which tells about the martyrdom of Hussein. The basic methodology of the study is based on compiling existing information in the literature on prayers and curse and examining couplets on prayer and curse in the work. The couplets were presented in two separate classes under the titles of prayer and curse, and the subjects in the couplets were studied in a simplified manner. In addition to the events and situations that caused prayer or curse in couplets, the functional consequences of curse, especially in the function of miracle, ending with destruction were examined. In the light of the findings obtained as a result of the study, the prayers in the work were written by Hazrat Hussein. It has been observed that Hazrat Hussein was embodied by gaining his consent and being a person of paradise. In the curses, it was determined that there were miracles that resulted in the extinction of Yazid soldiers who persecuted Hazrat Hussein and his people.
Birey kendi içsel yolculuğunda duygularını geliştirmiş olduğu çeşitli söylem biçimleriyle yansıtma yolunu seçmiştir. Bu söylemler, kimi zaman kalıplaşmış sözler, kimi zaman da öznel tasarruflarla aktarılan dilekler şeklini almıştır. Geliştirilen bu söylem biçimleri olumlu ve olumsuz olarak iki temelde yer almıştır. İyi dilekler “alkış” kötü dilekler de “kargış” olarak adlandırılmıştır. Türklerin İslamiyet’i kabul etmelerinden sonra alkışlar manevi bir kimlik kazanarak ilahi bir işleve bürünmüştür. Kargışlar ise lanet okuma, beddua etme veya ah etme şeklinde Yaradan’ın helâk edici kudretinden medet umucu bir kimlik kazanmıştır. Kargışların gerçekleşmesi ise sosyal hayat döngüsünde ilahi bir işlevsellik konumuna erişmiştir. Özellikle dini şahsiyetlerin kargışları, adeta sonu helakla biten bir keramet bağlamında gelişim sağlamıştır. Tüm bu bilgiler ışığında bu makale çalışmasının kapsamı, Hz. Hüseyin’in şahadetini anlatan ve Bekaî’ye ait olan Kitâb-ı Kerbela adlı manzum eserin Mısır Nüshası’nda geçen alkış ve kargışlardan oluşmaktadır. Çalışmanın temel metodolojisi ise alkış ve kargışlar üzerine literatürdeki mevcut bilgilerin derlenmesi ve eserde yer alan alkış ve kargış konulu beyitlerin incelenmesi üzerine şekillenmiştir. Beyitler alkış ve kargış başlıkları altında iki ayrı tasnifle aktarılmış ve yer yer beyitlerde geçen konular sadeleştirilerek incelenmiştir. Beyitlerde alkışa veya kargışa sebep olan olay ve durumlara ek olarak özellikle keramet işlevindeki kargışların helakle biten işlevsel sonuçları incelenmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen bulgular ışığında ise eserde yer alan alkışların Hz. Hüseyin’in duasını kazanarak cennet ehli olma üzerine şekillendiği, kargışlarda ise Hz. Hüseyin’e ve ehlibeyte zulmeden Yezid askerlerinin helakle sonuçlanan kerametler yer aldığı tespit edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 99 |
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.