Arapça fetâ "فتى" kelimesinden türetilmiş ve "feda etmek, cömertlik, cesaret, gençlik, yiğitlik, mertlik, erlik, kardeşlik" gibi anlamlar ihtiva eden fütüvvet en genel anlamda bir Müslümanın edinmesi gereken ahlâkî erdemlerin bir özetidir. Fütüvvet, kendi nefsinin değil din kardeşinin menfaatini öncelemeyi, insanların derdiyle dertlenmeyi, beklentisiz ve karşılıksız iyilik ve ikramda bulunmayı, başkalarını kendinden daha önemli, değerli ve saygın görmeyi gerektirir. Kökenini İslam öncesine kadar götürmek mümkün olmakla birlikte fütüvvet İslami dönemde dini bir içerik kazanmış, benzer ahlâkî öğretileri benimsemeleri sûfîlerin de fütüvveti sahiplenmesini sağlamıştır. Tasavvuf ehli İslam dışı tezahürlerinden soyutlayarak fütüvveti tamamen dini bir kılıfa büründürmüştür. Tarihi süreçte fütüvvet teşkilatının resmi bir hüviyet kazanması ise Abbasî halifesi Nâsır li-Dînillâh dönemine rastlamaktadır. Fütüvvet birliklerini büyük bir güç olarak gören Halife, bu teşkilat aracılığıyla devletin siyasi ve sosyal açıdan otoritesini tekrar sağlamayı hedeflemiştir. Bu minvalde merkezi idareden yoksun ve zaman zaman isyan hareketlerine kalkışan fütüvvet gruplarını bir araya getirerek fütüvvetin bir teşkilat ve devletin resmi bir kurumu hâline dönüşmesini sağlamıştır. Halife Nâsır’a pek çok yönden danışmanlık yapan Şihâbüddin Ömer es-Sühreverdî’nin fütüvvetin teşkilatlanmasındaki katkısı müsellemdir. Sühreverdî, Halife Nâsır nezdindeki itibarı dolayısıyla fütüvvetin kurumsal bir boyut kazanması adına gerçekleştirilen faaliyetlerde elçilik vazifesi görmüştür. Ayrıca fütüvvetin temel prensiplerini açıkladığı ve teorik bir zemin inşa etmeye çalıştığı Risâletü’l-fütüvve adlı eser İslam coğrafyasında fütüvvete dair telif edilen ilk nizamnâme hükmünde değerlendirilmektedir. Bu çalışma, dönemin siyasî, dinî ve sosyo-kültürel arka planı doğrultusunda ahîliğin temelini oluşturan fütüvvet yapısını ele almayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda fütüvvetin kurumsallaşması sürecinde ortaya konan faaliyetler ve Halife Nâsır ile Şihâbüddin Ömer es-Sühreverdî’nin bu süreçteki merkezi yeri tespit edilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 13 Aralık 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 3 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 104 |
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.