İçerisinde bulunduğumuz 21. yüzyıl, 2000'li yılların başında dönemin Güney Afrika Devlet Başkanı Thabo Mbeki tarafından "Afrika Yüzyılı" olarak tanımlamıştır. Afrika’nın 21. yüzyılın ikinci yarısından itibaren uluslararası sistem içerisinde daha etkin rol oynaması ve küresel sahnede ağırlığı giderek artan bir aktör olması beklenmektedir. Küresel aktörlerin Afrika’da yer alması, bölgesel güçlerin de Afrika üzerinde siyaset geliştirmelerine zemin hazırlamıştır. Bu bağlamda bölgesel bir güç olan İran’ın Afrika özelinde de Kuzey Afrika’daki faaliyetleri özellikle de Şiileştirme siyaseti diğer rakiplerine göre daha dikkat çekici bir şekilde ilerlemektedir. Pers İmparatorluğu’ndan miras alınan Farsi bakış açısının yanı sıra Şiilik, günümüz İran’ının jeopolitik ve jeokültürel eğitimlerini önemli derecede etkilemiş ve etkilemeye devam etmektedir. Siyasallaşmasıyla birlikte Şiilik, İran’ın milli kimliğinin oluşturulmasında ve korunmasında önemli rol oynayan faktörlerden biri belki de en önemlisi haline gelmiştir. Bu bağlamda etrafındaki diğer medeniyetlerden farklı sosyo-kültürel bir sistem oluşturan İran Şiiliği, Şah İsmail döneminden itibaren Fars milliyetçiliği ile iç içe geçerek günümüz İran’ının güvenlik ve dış politikası üzerindeki temel belirleyici haline gelmiştir. Bu bağlamda bu makalede İran’ın Kuzey Afrika’da Fas, Tunus ve Cezayir’deki dini diplomasi ve Şiileştirme faaliyetleri ele alınacaktır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Ocak 2023 |
Kabul Tarihi | 21 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
TOÇD'nde yayınlanan makaleler Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.