Afrika ülkeleri ile iktisadi ilişkilerimizi geliştirmek özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde Türkiye’nin vizyonu içinde bir hedef olarak yer almasına rağmen bu ancak 21. Yüzyılın ilk 10 yılında gerçekleşebilmiştir. Bunun sonucu olarak ticaret hacminde de önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Türkiye 90’lı yılların ortasından 2000’li yılların başına kadar olan dönemde Afrika ile ticaretinde yaşadığı durgunluk ve krizlerin etkisiyle açık vermesine rağmen izleyen dönemde fazla veren taraf olmuştur. Afrika ile ticareti coğrafi yakınlık ve tarihi bağlar nedeniyle daha çok Kuzey Afrika ülkeleri iledir. Türkiye’nin toplam dış ticaret hacmi içerisinde Afrika’nın payı gittikçe artmakla beraber Asya ve Avrupa kıtalarına göre oldukça düşük düzeydedir. Afrika ülkelerinin çoğunluğunun sömürge altında kalmış olması sebebiyle Türkiye ile kıta arasındaki ilişkiler henüz güçlenememiştir. Büyük çoğunluğu Avrupa ülkelerinin eski sömürgeleri olan Afrika ülkelerinde, Avrupa dışındaki ülkelere uygulanan gümrükler ve tarife dışı engeller mevcuttur. Diğer yandan Türkiye’nin coğrafi açıdan Afrika’ya yakın olması, Afrika ülkelerinin ihtiyaç duydukları tarım ve gıda ürünlerinin karşılanması açısından Türkiye’ye önemli bir fırsat sunmaktadır. Bu bağlamda çalışmanın amacı Türkiye’nin Afrika kıtası ile gerçekleştirdiği ticareti analiz ederek, bu ticaretin her iki aktör için de getirdiği fırsatları, tehditleri, güçlü ve zayıf yönleri ortaya koymak ve bu çerçevede ilişkileri geliştirmek adına öneriler sunmaktır.
While enhancing our economic relations with African countries was positioned as a target within Türkiye's vision, especially after the Cold War, this could only come true in the first decade of the 21st century. As a result, there have been significant developments in the volume of trade. Although Türkiye had a trade deficit with Africa from the mid-90s to the early 2000s, due to stagnation and the impacts of various crises, it became a surplus party in the subsequent period. The trade with Africa is primarily with North African countries due to geographical proximity and historical ties. While Africa's share in Türkiye's total foreign trade volume has been gradually increasing, it remains significantly lower compared to Asia and Europe. Relations between the continent and Türkiye haven't grown stronger yet, largely because the majority of African countries were former colonies. In African countries, which were primarily former colonies of European nations, customs duties and non-tariff barriers are applied to Non-european countries. On the other hand, Türkiye's geographical proximity to Africa offers a significant opportunity to meet the agricultural and food needs of African countries. In this context, the aim of this study is to analyze Türkiye's trade with the African continent and to reveal the opportunities, threats, strengths, and weaknesses this trade offers for both actors. Furthermore, the study provides recommendations to enhance these relations in this framework.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Bölgesel Çalışmalar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 3 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 10 Sayı: 2 |
TOÇD'nde yayınlanan makaleler Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.