Sosyal güvenlik sistemi, fizyolojik ve sosyo-ekonomik tehlikelerin olumsuz sonuçlarına karşı tedbir alarak bir ülkenin en önemli ekonomik refah düzeyi göstergelerinden birisi olarak ele alınmaktadır. Günümüz koşulları göz önüne alındığında sosyal güvenlik sistemlerinin gelir-gider dengesi bakımından bütçe açığı vermesi finansman ihtiyacı artışına sebep olmaktadır. Bu nedenle, sosyal devlet anlayışının gereği olarak sorunlara çözüm üretilebilmek ve sistemin sürdürülebilirliğini sağlamak için kapsamlı bir reforma ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bakımdan hem sosyal güvenlik sistemindeki yükü azaltmak hem de ekonomiye uzun vadeli bir gelir kaynağı yaratmak amacıyla ülkemiz, 2001 yılında Bireysel Emeklilik Sistemini (BES) yasal zeminde uygulamaya başlamıştır. Ancak ülkemiz bu süre zarfında büyük bir mesafe katetse de birçok katılımcının emeklilik şartlarını tamamlamadan sistemden ayrıldığı görülmektedir. Bu çalışmada Tokat ilinde BES’e dahil olan ve sistemden ayrılan kamu çalışanlarının BES tercihleri, tasarruf ve yatırım perspektifi dikkate alınarak incelenmiştir. Araştırma istatiksel olarak betimsel bir araştırma niteliğinde olup, veri toplama yöntemlerinden olan anket tekniği kullanılmıştır. Anket, kamu sektöründe çalışan 368 katılımcıya yapılmıştır. Sonuçlar, istatistik testlerinden Bağımsız Örneklem “t testi” ve “tek yönlü varyans analizi (ANOVA)” uygulanarak yorumlanmıştır. Analiz sonucunda ankete katılanların yaş, medeni durum, eğitim, meslek ve aylık gelir durumları ile BES tercihleri arasında anlamlı bir fark olmadığı sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte yapılan analizde, cinsiyet faktörüne bakıldığında, kadınların BES’e yaklaşımının daha olumlu olduğu ve bunun istatistiki olarak anlamlı olduğu tespit edilmiştir.
The social security system is considered as one of the most important indicators of a country's economic welfare level by taking measures against the negative consequences of physiological and socio-economic hazards. Considering today's conditions, the budget deficit of social security systems in terms of income-expenditure balance causes an increase in financing needs. Therefore, as a requirement of the social state approach, a comprehensive reform is needed to find solutions to the problems and ensure the sustainability of the system. In this respect, in order to reduce the burden on the social security system and to create a long-term source of income for the economy, Turkey introduced the Private Pension System (PPS) in 2001. However, although our country has come a long way during this period, it is seen that many participants leave the system without completing their retirement requirements. In this study, the PPS preferences of public employees in Tokat province who have joined and left the system are analyzed from the perspective of savings and investment. The research is a statistically descriptive research and the survey technique, which is one of the data collection methods, was used. The survey was conducted among 368 participants working in the public sector. The results were interpreted by applying Independent Sample "t test" and "one-way analysis of variance (ANOVA)" from statistical tests. As a result of the analysis, it was concluded that there was no significant difference between the age, marital status, education, occupation and monthly income status of the respondents and their preferences for PPS. On the other hand, the analysis revealed that women have a more positive attitude towards the PPS and this attitude is statistically significant.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Bireysel Emeklilik Sigortacılığı |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 19 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 16 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 1 Sayı: 1 |