Bu çalışma, Peyami Safa’nın romanlarında bellek ve mekân ilişkisini ele almaktadır. Edebî metinler, hayal gücü veya doğrudan hayatın kendisinden olmak suretiyle bir bellekler sahasıdır. Ancak tecrübe ettiklerini hayal edebilen yazar, metnini kaleme alırken bellekten yararlanmaktadır. Bu yüzden edebiyat, bellekle ilgili çalışmalara önemli bir kaynak teşkil eder. Belleğin tutunduğu bir yeri işaret eden mekân kavramı bu çalışmanın önemli bir inceleme nesnesidir. Çünkü bellekte yer eden hatıra, bilgi, tecrübe ve yaşanmışlıklar hep bir mekânın içinde gerçekleşir. Bunun için mekân, belleği destekleyen bir kavram olmasının yanı sıra kendisi de aslında bir belleğe sahip olur. Bellek mekânları işte bu yaklaşımın sonucunda ortaya çıkar. Bellek mekânları, toplumsal kimliğin oluşumunda büyük bir etkiye sahiptir. Bu çalışma, aynı zamanda bellek-mekân ilişkisinin “kimlik” kavramını nasıl inşa ettiğini ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. Bireyin geldiği toplumun düşünce dünyası ile temeli atılan kimlikler bellek mekânı yoluyla kendine süreklilik kazandırır. Peyami Safa’nın Fatih Harbiye romanı, doğu-batı, yeni-eski ve modern-gelenek ikiliklerini yansıtan ve kimlik kavramını da bu ikilikler ışığında ortaya koyan bir edebî eserdir. Bu çalışma Fatih Harbiye romanında bellek ve mekân ilişkisinin nasıl bir kimlik inşa ettiğini incelemektedir. Psikolojik hayatın şekillenmesinde de belleğin ve mekânın doğrudan ilişkisine dikkat çeken bu çalışmada Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanı kişisel bellek ve mekân ilişkisi için önemli bir örnek oluşturmaktadır.
Makalemin yayın sürecinde vereceğiniz emek için şimdiden teşekkür ederim.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2021 |
Gönderilme Tarihi | 16 Ağustos 2020 |
Kabul Tarihi | 15 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 11 Sayı: 1 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)