Son dönemlerde, gündelik hayatın tüm boyutlarında önemli değişmeler gerçekleşmektedir. Birçok araştırmacıya göre, bu değişmelerin temelinde bir makro süreç olarak küreselleşme bulunmaktadır. Küreselleşme etkilediği bu boyutlara bağlı olarak mekansal yapıları da değiştirmekte ve dönüştürmektedir. Bu dönem içerisinde, ulus-devlet güç kaybetmekte, bölgeler ve kentler yeni ekonomik düzenin işleyişi için önemli odaklar haline gelmektedir. Bu değişim süreci içerisinde, planlamanın mekansal sorunları ele alma biçimleri de, küresel bağlamın piyasa mekanizmalarını planlamanın önüne geçirme taleplerinden doğrudan etkilenmektedir. Bunun sonucunda, kentsel ölçekte, sermayenin mekansal taleplerinin hayata geçirilmesini zorlaştıran bütüncül kent idealleri geri plana atılmakta ve kentsel yapıları etkileyen mekansal gelişme, özellikle büyük kentlerde, küresel sermayenin finanse ettiği tekil kentsel projelere dayandırılmaktadır. Bu değişim, planlama müdahalesinin gerekçelendirilmesinde kullanılan en temel ilke olan kamu yararı ile planlama arasındaki mesafenin açılmasına neden olmaktadır. Bu çalışma, böyle bir bağlam içerisinde, kamu yararı ve planlama arasındaki uyumlu ilişkinin nasıl bozulduğunu ve hangi koşullar içerisinde yeniden üretilebileceğini tartışmayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede, ilk olarak, kentlerin ve kentsel planlamanın yeni bağlamı olarak küreselleşme çözümlenmeye çalışılmış, daha sonra küreselleşmenin mekansal taleplerinin nasıl hayata geçirileceği konusunda kritik önemde olan planlama yaklaşımlardaki değişme irdelenmiştir. Çalışma, söz konusu değişmenin kamu yararı ve planlama arasındaki ilişkiyi nasıl zayıflattığı ve bu ilişkinin nasıl yeniden üretilebileceği ile sonlandırılmıştır.
In recent decades, there have been significant changes in all dimensions of daily lives. According to many researchers, on the basis of these changes, there has been globalization, as a macro process. Parallel to the changing dimensions of daily lives, spatial structures of all spatial scales have also been changed and transformed. In this period, nation-states begin to lose their power, while regions and cities become significant nodes for the functioning of new economic order. With the processes of intertwined changes, the ways of handling spatial issues of urban planning have been also influenced by the global context where the market mechanisms enforce new types of planning practices. The result is the strengthen of globally financed urban redevelopment projects by neglecting the conceptualizations of cities as wholes that are fostered by comprehensive planning. One of the main results of all these changes in urban planning context becomes the increasing gap between planning and public interest, which is the basic principle used for the legitimation of planning intervention. In this framework, this study aims to understand the reasons of the deterioration of harmonic relations between planning and public interest and the ways of restoration of these relations. To fulfill this aim, firstly, the process of globalization influencing the cities and urban planning is examined. Then the changes in planning approaches are investigated since planning has a key function by realization of spatial demands of globalization in the process of urban development. The study ends with an examination of the changing relations between planning and public interest and a discussion how these relations could be restored.
Diğer ID | JA39CY36UP |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Temmuz 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 5 Sayı: 11 |