National holidays, which have the function of connecting the whole people to a common past in the nation-building process of societies, have also been a way to gain legitimacy to the current regime and its representatives. Again, national holidays have been used as a means for the integration of the citizen with the state, for the government to mobilize the society, and for messages to be given both within the country and to other countries. National holidays, which also served the purpose of giving legitimacy to the current government and shaping the future, had an important mission to keep the national memory alive in the Early Republican Period and later in the İnönü Period. Celebrating the Battle of the Commander-in-Chief on August 30, which ended the military phase of the National Struggle and symbolizing a great victory, as Victory Day, both referring to the military victories of Gazi Mustafa Kemal Pasha, sacrifices and heroism of both the Turkish army and the Turkish people during the National Struggle. Since 1924, Victory Day celebrations have continued in Turkey since 1924. It started to be celebrated as the Victory of the Commander-in-Chief with a ceremony attended by President Mustafa Kemal Pasha for the first time on August 30, 1924, in Dumlupınar, and took its place among the national holidays of the Republic with the Victory Day Law adopted on April 1, 1926. Victory Day, has been celebrated with extensive and participatory ceremonies since the mid-1930s; again in this period, it was started to be celebrated as Victory and Airplane Day in order to be alert against a possible air attack. An anti-imperialist language was used in accordance with Turkey's foreign policy at that time in the Victory Day celebrations held during the Atatürk Era. Again in the celebrations, the importance of the Great Offensive was emphasized, and the founder and savior identity of Mustafa Kemal Atatürk, who was the commander-in-chief of the victory, was brought to the fore. Although Turkey did not actually joined the World War II, she felt the effects of the war in almost every field. In this direction, it is inevitable that the atmosphere of war reflects on the Victory Day celebrations and the world of symbols of this holiday. In addition, during this period when President İsmet İnönü was the National Chief, it is seen that he and his achievements began to be highlighted in the speeches given within the scope of the holiday celebrations and in the press. In the academic studies on the 30 August Victory Day celebrations so far, the celebrations held during the Atatürk Period have been at the center. In addition, most of the studies in question focused on local celebrations. In contrast, this study focuses on more the celebrations during World War II and questions whether the economic difficulties in the war period affected the holiday celebrations. In addition, the study is a trial to reveal whether a more militarist and anti-status quo discourse took the place of emphasis such as "Peace at Home, Peace in the World" and the achievements and importance of the Lausanne Peace Treaty, which were brought to the fore in the holiday celebrations in the Atatürk Era. Again, the article also analyzes whether Victory Day celebrations of World War II affected the world of symbols or not through the discourses of "Halaskar Atatürk" and "National Chief İnönü".
II. World War Atatürk Victory of the Commander-in-Chief Great Offensive İsmet İnönü Victory Day Victory and Airplane Day
II. World War Atatürk Victory of the Commander-in-Chief Great Offensive İsmet İnönü Victory Day Victory and Airplane Day
II. World War Atatürk Victory of the Commander-in-Chief Great Offensive İsmet İnönü Victory Day Victory and Airplane Day
II. World War Atatürk Victory of the Commander-in-Chief Great Offensive İsmet İnönü Victory Day Victory and Airplane Day
II. World War Atatürk Victory of the Commander-in-Chief Great Offensive İsmet İnönü Victory Day Victory and Airplane Day
II. World War Atatürk Victory of the Commander-in-Chief Great Offensive İsmet İnönü Victory Day Victory and Airplane Day
Toplumların uluslaşma sürecinde bütün bir halkı ortak bir maziye bağlama gibi bir işlev gören millî bayramlar, mevcut rejime ve o rejimin temsilcilerine meşruiyet kazandırmanın da bir yolu olmuştur. Yine millî bayramlar vatandaşın devletle bütünleşmesi, iktidarın toplumu mobilize etmesi ve gerek ülke içine gerekse diğer ülkelere verilecek olan mesajlar için de birer vasıta olarak kullanıla gelmiştir. Mevcut iktidara meşruiyet kazandırmak ve geleceği de şekillendirmek gibi bir amaca da hizmet eden millî bayramlara, Erken Cumhuriyet Dönemi’nde ve daha sonra İnönü Dönemi’nde milli hafızayı canlı tutmak adına önemli bir misyon yüklenmişti. Millî Mücadele’nin askerî safhasını sonlandıran ve büyük bir zaferi simgeleyen 30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nin Zafer Bayramı olarak kutlanması, hem Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın askerî zaferlerine atıfta bulunulması hem de Milli Mücadele sürecinde gerek Türk ordusunun gerekse Türk halkının fedakârlık ve kahramanlıklarının her yıl anılması açısından önem arz etmiş, 1924 yılından itibaren günümüze kadar Türkiye’de Zafer Bayramı kutlamaları süre gelmiştir. 30 Ağustos günü, ilk kez 1924’te Dumlupınar’da, Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın katıldığı bir törenle Başkumandan Zaferi adıyla kutlanmaya başlanmış, 1 Nisan 1926’da kabul edilen Zafer Bayramı Kanunu’yla Cumhuriyetin milli bayramları arasındaki yerini almıştır. 1930’ların ortalarından itibaren geniş kapsamlı ve katılımlı merasimlerle kutlanan Zafer Bayramı; yine bu dönemde muhtemel bir hava saldırısına karşı uyanık olunması için Zafer ve Tayyare Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Atatürk Dönemi’nde düzenlenen Zafer Bayramı kutlamalarında Türkiye’nin o dönemdeki dış politikasına uygun olarak antiemperyalist bir dil kullanılmıştır. Yine kutlamalarda Büyük Taarruz’un önemine vurgu yapılarak zaferin başkumandanı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucu ve kurtarıcı kimliği ön plana çıkarılmıştır. Her ne kadar Türkiye II. Dünya Savaşı’na fiili olarak katılmasa da hemen her alanda savaşın etkilerini hissetmiştir. Bu doğrultuda, savaş atmosferinin Zafer Bayramı kutlamalarına ve bu bayramın semboller dünyasına yansıması kaçınılmazdır. Ayrıca Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Milli Şef olduğu bu dönem boyunca, bayram kutlamaları kapsamında yapılan konuşmalarda ve basında onun ve başarılarının da ön plana çıkarılmaya başladığı görülmektedir. 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarına dair şimdiye değin yapılan akademik çalışmalarda daha çok Atatürk Dönemi’nde yapılan kutlamalar merkeze alınmıştır. Ayrıca söz konusu çalışmaların çoğu yerelde yapılan kutlamalara odaklanmıştır. Bu çalışmada ise II. Dünya Savaşı yıllarında kutlanan zafer bayramları ele alınacak; savaş dönemindeki iktisadî zorlukların bayram kutlamalarını etkileyip etkilemediği tespit edilmeye çalışılacaktır. Ayrıca Atatürk Dönemi’ndeki bayram kutlamalarında ön plana çıkarılan “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ve Lozan Barış Antlaşması’nın kazanımları ve önemi gibi vurguların yerini daha militarist ve anti-statükocu bir söylemin alıp almadığı ortaya konulmaya çalışılacaktır. Yine, II. Dünya Savaşı’nın Zafer Bayramı kutlamalarının semboller dünyasına tesir edip etmediği “Halaskar Atatürk” ve “Milli Şef İnönü” söylemleri üzerinden analiz edilecektir.
II. Dünya Savaşı atatürk başkumandan zaferi zafer bayramı ismet inönü zafer ve tayyare bayramı II. World War Atatürk Victory of the Commander-in-Chief Great Offensive İsmet İnönü Victory Day Victory and Airplane Day
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Uluslararası Toplumsal Bilimler Dergisi Cilt 6 Sayı 3 |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 6 Sayı: 3 |