Çeviri etkinliği insanlık tarihi kadar eski bir olgudur. Çeviri etkinliğinin kullanımı, insan medeniyetinin gelişimine büyük katkılar sunmuştur. Dünyada yaşanan gelişmeler gerek sosyal gerek siyasi yaşam içerisinde sürekli olarak çeviri etkinliğini görmek olasıdır. Uygarlığın gelişimine paralel olarak çeviri etkinliği de gelişmiş ve çalışma alanı gittikçe genişlemiştir. Bu süreç içerisinde çeviri anlayışı da değişmiş ve bu değişiklikler çevirinin öznesi konumunda olan çevirmen tutum ve davranışlarına da yansımıştır.
Teknolojik gelişmeler, iletişim ve ulaşım alanına büyük olanak sunmuştur. Bu nedenle tüm dünyada insan hareketlilikleri artmış ve farklı dil ve kültüre sahip toplumlar daha kolay bir araya gelme olanakları bulmuşlardır. Bu bağlamda farklılıklar birbirlerini anlamak ve tanımak için ortak dil olan çeviri etkinliğine gereksinim duymuşlardır. Daha önceleri bağımsız bir bilim alanı olamayan ancak diğer bilimsel alanlarla disiplinler arası çalışmalara katkı sunan çeviri etkinliğinde değişim söz konusu olmuş ve çeviribilim özgün bilimsel alan olmuştur.
Özellikle kültür ve toplumsal odaklı çeviri çalışmaları, çevirmen profili de değişime zorlamıştır. Çevirmen, artık dil bilmenin yanında her iki dilin ait olduğu kültürleri ve toplum yapılarını tanımak zorunda kalmıştır. İşte bu anlamda çevirmen, farklılıklar arasında iletişimi gerçekleştirirken, daha önce farklılıklar arasında oluşan düşmanca yaklaşımları ortadan kaldıracak toplum uzmanı rolünü de üstlenmiştir.
etik kurallara uyduğumu beyan ederim
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çok Kültürlü Eğitim |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 20 Eylül 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 27 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 26 Haziran 2024 |
Kabul Tarihi | 7 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 14 Sayı: 3 |