Tarih boyunca toplumların
korunmaya en çok muhtaç kesimini yetimler oluşturmuştur. Günümüze göre ortalama
insan ömrünün kısa olduğu 20. yüzyıl öncesinde sağlık ve beslenme alanlarındaki
yetersizliklerle beraber savaş ve doğal afetler genel yaşam kalitesini olumsuz
etkilemiştir. Etkileri en çok hasta, yaşlı ve çocuk nüfusu üzerinde görülse de
demografik yapıyı belirleyen bu faktörler, öte yandan, ebeveynlerinden birini
ya da her ikisini kaybeden yetimlerin sayısını arttırmıştır. Osmanlılar bu
konuda istisna teşkil etmiyordu. Toplumun her kesimini ilgilendiren yetimlerin
himayesiyle ilgili Osmanlıların kendi tecrübe ve imkânları çerçevesinde çeşitli
düzenleme ve uygulamalara başvurdukları görülmektedir. Tereke defterleri ve
diğer mahkeme kayıtları konu hakkında bilgi veren kaynakların başında
gelmektedir. Yetimlerin korunmasında son derece etkili bir mekanizma geliştirdikleri
gözlemlenen Osmanlı uygulamasında, yetimlerin mirasçı olmaları durumunda terekelerin
mutlaka görevlilerce tahrir ve taksim edilmesi kuralı kati olarak
benimsenmişti. Şeriye Sicilleri’nde mevcut terekelerin çoğunun bu nitelikteki
kayıtlardan oluşması, yetimliğin başlangıç safhasında tespitini ve yetim
mallarının tescil edilerek korunmasını sağlıyordu.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2012 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ekim 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 2 Sayı: 03 |