Oğuz Türkçesine dayalı yazı dilinin oluşumuyla ilgili çeşitli görüşler ileri sürülmüş; farklı lehçe özelliklerini barındırdıkları için karışık dilli eserler diye adlandırılan metinlerle ilgili tartışmalar, Türkoloji alanını uzun bir müddet meşgul etmiştir. Ancak bu iki meselede de henüz tam bir fikir birliğine varılamamıştır.
Söz konusu eserlerin oluşumu ve Türk dili tarihi içindeki yeriyle ilgili üç temel görüş hâkimdir. Birinci görüşe göre Anadolu merkezli Oğuz Türkçesi Eski Türk yazı dili geleneğine Oğuzca unsurların karışmaya başlamasıyla aşamalı olarak yazı dili hâline gelmiştir. İkinci görüşe göre karışık lehçeli eserler, Orta Asya kökenli müelliflerin göçler yoluyla daha sonra geldikleri Anadolu sahasında ikinci lehçe olarak edinmiş oldukları Oğuz Türkçesiyle kendi ana lehçelerini karıştırmaları suretiyle meydana gelmiştir. Üçüncü görüşe göre Oğuzca, Horasan ve civarında yaşamaya devam eden Oğuz unsurlarının Eski Türk yazı dili geleneğine sahip Türk boylarıyla etkileşimleri sonucunda bu bölgede yazı dili hâline gelmeye başlamış, karışık lehçeli eserler diye adlandırılan metinler de bu bölgede yazılmışlardır.
Bu çalışmanın amacı karışık lehçeli eserlerle ilgili tartışmalara doğrudan müdahil olmak değildir. Eldeki verilerden hareketle konuya farklı bir bakış açısı getirme amacındaki çalışmamızda, karışık lehçeli eserler içerisinde gösterilen Behçetü’l-Hadâ’ik fî-mev’izati’l-halâ’ik, Kitâb-ı Ferâ’iz, Karışık Dilli Kur’ân Tercümesi adlı eserlerde karşılaştırma işlevinde kullanılan ve diğer tarihî lehçelerde örneğine rastlanmayan {+dAn köre} yapısı ele alınacaktır.
Karışık lehçeli eserler (Karışık dilli eserler) karşılaştırma {+dAn köre} yapısı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 24 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 25 Sayı: 3 |