Öz
Kendini sabotaj, bireyin potansiyel başarısızlık durumunda kullanabileceği mazeretleri önceden planlı olarak yaratma çabası olarak tanımlanabilir. Davranışsal ya da sözel olarak iki şekilde ortaya çıkabilen kendini sabotaj davranışı, kısa süreli kullanımda bireyin benlik saygısını korumaya yardımcı olurken, sık kullanımı halinde psikolojik ve sosyal sorunlara yol açmaktadır. Literatürde kendini sabotaj ile ilgili çalışmalar genellikle akademik alanda yoğunlaşmıştır. Akademik personelin, öğrencilerin ve öğretmenlerin kendini sabotaj düzeylerinin incelendiği çalışmalara sıklıkla rastlanılmıştır. Ancak, bu çalışma, spor alanında kendini sabotaj konusunda yapılan çalışmaların incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada kullanılan yöntem, kendini sabotaj ve spor konusundaki makalelerin tasnif edilerek incelenmesidir. Literatürde spor alanında yapılan araştırma sayısının çok fazla olmadığı görülmüştür. Kendini sabotajın hangi değişkenlerden etkilendiğinin araştırıldığı çalışmalarda, sosyodemografik değişkenlerin kendini sabotaj düzeyini etkilemediği, cinsiyet faktörünün etkisi hakkında ise uzlaşılmış bir karar olmadığı görülmüştür. Cinsiyetin kendini sabotaj düzeyine etkisi ile ilgili çelişkili bulgular mevcuttur. Kendini sabotaj ve benlik saygısı arasında ilişki olduğunu bildiren ve bunu incelemiş olan çalışmalar da mevcuttur. Benlik saygısının kendini sabotaj ile negatif korelasyona sahip olduğu, benlik saygısı yüksek olan bireylerin kendini sabotaj davranışına yöneliminin düşük olduğu bildirilmektedir. Spor alanındaki performanslarda, bireyin bu performansa (müsabaka ya da performans testi) atfettiği değer, sporcunun kendini sabotaj eğilimini etkilemektedir. Performansın önemi arttıkça, sporcuların kendini sabotaj eğilimi de artmaktadır. Takım sporlarında sporcuların sözel kendini sabotaj davranışına yönelmesi, sporcuların takımdan dışlanması gibi olumsuz sonuçları ortaya çıkartabilmektedir. Yapılan literatür taraması sonucunda, spor alanında yapılan kendini sabotajla ilgili çalışmaların sporcular ve hakemler üzerinde yoğunlaştığı görülmüş ancak antrenörlerin kendini sabotaj eğilimlerinin araştırıldığı herhangi bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Engelli sporcular üzerinde yapılan çalışmalar ise yeterli sayıda değildir. Spor alanında, özellikle engelli sporcular ve antrenörler üzerinde, yapılan çalışmaların sayısının artırılmasının, bu alandaki boşluğu dolduracağı değerlendirilmektedir.