Pontos Bölgesi, Hellenistik Dönem’de özellikle MÖ 1. yüzyılda siyasi açıdan çok çalkantılı bir süreçten geçti. Bu
yüzyılda, Pontos Krallığı VI. Mithradates’le gücünün doruğuna ulaşarak, altın çağını yaşadı. Ancak kısa süren bu
refah döneminin ardından yine bu zaman diliminde ve aynı kralla birlikte, söz konusu krallık çöküşü tattı. Krallığın
yükselişi ve çöküşü Roma’yla ilgiliydi. Romalılara karşı kazanılan galibiyetlerle yükselen Pontos Krallığı, Romalılara
karşı alınan mağlubiyetlerin ardından çökerek topraklarını Roma’ya kaptırdı. Eupatoria, söz konusu krallığın çöküş
sürecinde tarihi kayıtlara giren bir Pontos kentiydi.
Eupatoria, VI. Mithradates tarafından kurulmuş olduğunu yansıtan bir isme sahipti. Dolayısı ile mayasında kurucusu
Mithradates’e borçlu olduğu Pontoslu bir kimlik taşımaktaydı. Bunun yanı sıra, Pontos Krallığı’nın son anlarını
yaşadığı, Roma ile ölüm-kalım savaşlarını verdiği çalkantılı bir döneme tanıklık etmiş, stratejik konumuyla krallığın
kaderine yön vermiş bir kentti. Romalılar adına bu savaşlara son noktayı koyan ünlü Romalı komutan Pompeius
tarafından ele geçirilmesiyle birlikte adı Magnopolis’e dönüştürüldü. Böylelikle Eupatoria/Magnopolis, Hellenistik
Dönem’in son yüzyılına damgasını vurmuş olan iki önemli ve büyük tarihi şahsiyetin adını taşıma onurunu elde
etmişti. Tarihini de bu iki önemli ismin temsil ettiği siyasi güç şekillendirdi. Öncesinde Pontos, sonrasında Roma.
Ancak, kentin büyüklüğü sadece adında yaşadı. Çünkü söz konusu kent, kendi tarihi sürecinde büyüklüğünü hiçbir
zaman kanıtlayamadı. Bu yüzden olsa gerek tarihi kayıtlarda adını neredeyse mumla aradığımız kentlerden birisi
olmanın ötesine geçemedi. MÖ 1. yüzyılın ikinci çeyreğinin başlarında III. Mithradates savaşları sırasında tarihi
kayıtlara giren kent, tarihte derin izler bırakamadan MS 1. yüzyılın sonlarına doğru sessiz sedasız bir şekilde tarihi
kayıtlardan silindi gitti.
Tarihinde karanlıkta kalmış anların çoğunlukta olduğu Eupatoria/Magnopolis’in tam olarak nerede bulunduğuna dair
de tarihininkine benzer şekilde aydınlatılması gereken hususlar vardır. Makalemizin çıkış noktasını da işte bu meseleler
belirlemiştir. Antik ve modern kaynakların yanı sıra, söz konusu kente dair tarihin sessizliğini bozan yeni bir
arkeolojik veri olarak kabul edilebilecek bir kaya mezarını da içeren arazi gözlemleri ışığında, kentin tarihi ve lokalizasyonu
birlikte ele alınacak ve bunlara ilişkin değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arkeoloji |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 13 Ağustos 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |