Kadınlar, içgüdüsel olarak hamilelik, doğum ve sonrasında tarih boyunca koruyucu bir rol oynamışlardır. Bu bağlamda
kadınlar, hamilelikte ve doğumdan sonra bebeklerini kötü ruhlardan koruduğuna inandıkları ilahi varlıklara apotropaik
yaklaşımlar sergilemişlerdir. Bu çalışma, fibulaların kadınlarla, batıl inançlarla ve doğumla ilişkisini açıklamayı
amaçlamaktadır. İlk uygulamalar, fibula gibi işlev gören iğnelerin kadınlar ve tanrıçalar tarafından benzer
inançlar bağlamında kullanıldığı bilinen Yakın Doğu toplumlarında ortaya çıkmaktadır. Muhtemelen fibulaların ve
iğnelerin koruyucu yönleri hakkındaki inanç, kültürleşme veya göç gibi faktörlerin bir sonucu olarak, özellikle MÖ
1. binyılda Batı toplumlarının dini geleneklerine de yansımaya başlamıştır. Burada da nesnelerin özellikle doğumla
ilgili olarak tanrıçaların kutsal alanlarına sunulduğu görülmektedir. Yazıtlardan ve tasvirlerden de anlaşılacağı üzere
fibulalar ve iğneler çoğunlukla tanrıçaların kimlikleriyle ilişkilendirilmiştir. Çalışmamız kapsamında Yakın Doğu’da
Lamaštu-Pazuzu ve Batı Anadolu’dan İtalya’ya doğurganlığı temsil eden tanrıçalar ile fibula ve iğnelerin ilişkileri
incelenmiştir. Bu bağlamda, günümüzde devam eden fibulaların ve iğnelerin kötü ruhlara karşı koruyucu bir nesne
olduğu inancı açıklanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arkeoloji |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 16 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 27 |