Eskişehir kentinin Cumhuriyet dönemiyle birlikte ortaya çıkan modern dokusunu vurgulayan bu yazı, 18941979 yılları arasında Eskişehir’de üretilmiş modern mimarlık örneklerini, “modern mimarlık mirası” bağlamında ele almaktadır. Geleneksel kentin modern kente evrilmesi sürecinde, kentte beliren sanayi lekeleri itici bir güç oluşturmaktadır. Bünyesindeki sosyal donatı alanları olan sanayi yerleşkeleri, çeperindeki örgütlü yeni konut alanları ile fiziksel ve sosyo-kültürel olarak, organik bir ilişki kurmaktadır. Bu ikilinin yarattığı ortamda, yeni kentin yaşam biçimini ve yeni alışkanlıkları besleyecek sosyal donatı alanları da hızla kentteki yerini almıştır. Bir taraftan, bu ilişki, kentin fizyonomisini belirlerken; diğer taraftan, demiryolunun 1893 tarihinde kente gelmesiyle birlikte başlayan kentin modern tarihi, mimari üslup ve kentsel mekan organizasyonu bakımından üç farklı dönem oluşturmaktadır. Tüm bu süreç boyunca, modern ideoloji ile üretilen tüm yapı ve yerleşkeler ile modern kamusallıklar bünyelerinde barındırdıkları “simge” ve “belge”, “kimlik”, “mimari ve teknik”, “işlevsel ve ekonomik”, “süreklilik”, “anı”, “özgünlük” ve “bütüncül olma” değerleri ile, öne çıkmaktadırlar. Tüm bu metin örüntüsü içinde, sanayileşmenin ve Cumhuriyet modernleşmesinin tüm özelliklerini kente sızdırdığı, kentin kendine ait olan Modern’i üretmeye başladığı ve sonuç olarak bütün modern dönem kenti binalarının, dolayısıyla modern kentsel dokunun korunması gerekli bir modern mimarlık mirası olduğu vurgulanmaya çalışılmaktadır.
Emphasizing the modern texture of the city of Eskişehir with the Republican era, this article considers the examples of modern architecture produced in Eskişehir between 1894-1979 in the context of “modern architectural heritage”. In the process of evolving the traditional city to the modern city, Industrial zones are creating a driving force. Industrial settlements, enriched with various social facilities, establish an organic relationship with new organized residential areas on their periphery, physically and socio-culturally. Within this new urban context, new public functions took its place in the city in order to feed the new city’s lifestyle and new habits. On the one hand, this relationship was determining the physiognomy of the city; on the other, the modern history of the city, which started with the arrival of the railway in 1893, constitutes three different periods in terms of the architectural style and urban space organization. Throughout this process, all the structures and settlements produced by modern ideology and modern public areas emerge with “symbol” and “documentary”, “identity”, “architectural and technical”, “functional and economic”, “continuity”, “authenticity” and “integrity” values. It is emphasized that in all this textual structure, all the features of industrialization and Republic modernization were penetrated into the city, moreover the city starts to produce its own Modernity and as a result, all modern city-buildings and texture is a necessary modern architectural heritage
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |
Bu sistemin içeriği ve TÜBA-KED'de yayınlanan tüm makaleler "Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0" altında lisanslanmıştır.