Osmanlı Devleti, yenileşmenin gerekliliğini hissettiğinde çok yönlü bir değişme sürecine gireceğinin farkında değildir. Savaş meydanlarında alınan ağır yenilgilerin sebebi araştırıldığında devlet, yenileşmenin ve değişimin gerekliliğine inanmıştır. Bu yenileşme süreci, Batı’daki değişimi içten bir kabullenişlikle; askerî, teknik, eğitim, devlet yönetimi alanlarından hemen sonra toplum yaşamına, kültür ve sanat dünyasına da yansımıştır. Değişimin ve modernleşme sürecinin geniş kitlelere ulaşmasının izlerini, en kesin ve net olarak sanat ve daha özelinde edebiyatta izlemek mümkündür. Yeni Türk edebiyatı, bu modernleşme sürecinde öncelikli olarak klasik şekil ve kalıplardan uzaklaşmıştır. Uzun yıllar Türk edebiyatının ifade aracı olan nazım, yerini nesre bırakmaya başlamıştır. Nesir alanında ortaya çıkan romanlar, ilk zamanlarda çeviri ve taklidin gölgesinde kalırken ilerleyen süreçte -Edebiyat-ı Cedide topluluğunda- yetkin eserlere dönüşmeye başlamıştır. Beyoğlu’nun sosyolojik yapısı ve Beyoğlu’nun geçirmiş olduğu tarihi süreç, onun Edebiyat-ı Cedide romanlarında farklı yönleri ile yer almasını sağlamıştır. Bu çalışmada, Edebiyat-ı Cedide romanlarında Beyoğlu ve Beyoğlu mekânlarının yansıması, romanlarda hangi mekânların nasıl dile getirildiği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Edebiyat-ı Cedide romanlarında, Beyoğlu ve Beyoğlu mekânlarının modernleşme ve Batı kültürünün tecrübe edildiği bir alan olarak önem kazandığı görülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 29 Mart 2023 |
Kabul Tarihi | 5 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 53 |