Bir metin doğrudan ya da dolaylı olarak başka metinlerle dil ve anlam üzerinden çeşitli ilişkiler kurabilir. Anlatılar kendisinden önce söylenmiş ya da yazılmış metinlerle ilişki kurduğunda gelenekten yararlanabilir ve geleneği yeni bir bağlam içinde yeniden üretebilir. Metinlerin bu açılım alanları metinlerarası ilişkileri başlatır. Yazınsal bir çözümleme yöntemi olan metinlerarası ilişkiler bir metnin anlam ve yapı katmanlarını metinsel dönüştürme kavramı ve kurallarını metinlerarasılık tekniklerini kullanarak inceler. Şiirde ya da düzyazıda ilk metinlerden bugünkü metinlere kadar metinlerarası ilişkilere rastlamak mümkündür. Örneğin, modern Türk şiirindeki ürünlerin bağlantıları halk ve divan edebiyatı geleneklerine uzanmakla birlikte çağdaş şiir bu bağlantılarla gelenekten yararlanarak ilerlemektedir. Şairler, halk ve divan edebiyatına duydukları ilginin yanında bilinçli yaklaşımlarla bu kaynakları kendi metinlerinde açık ya da örtük bir biçimde kullanmakta çeşitli konuları, temaları, mazmunları veya motifleri yeniden dönüştürerek sunmaktadır. Bu şairlerin en üretkenlerinden biri de Nazım Hikmet’tir. Çağdaş Türk şiirinin kurucu şairlerinden olan Nazım Hikmet’in şiirleri gelenekle kurduğu ilişkiler yönüyle hem yapısal hem de anlamsal olarak çok katmanlı bir dokuya sahiptir. Nazım Hikmet’in bir şair olarak özgünlüğü ve sanatçı kişiliği, bu ilişkileri metnine yerleştirirken yeniden yaratması ve kendi düşüncelerini ustaca şiirine işlemesiyle açıkça ortaya çıkar. Bu düşüncelerden hareketle aşağıdaki makalede Nazım Hikmet’in “Tahir ile Zühre Meselesi” adlı şiiri bir halk hikayesi olan “Tahir ile Zühre” ile kurduğu metinlerarası ilişkiler açısından irdelenecektir.
Halk hikâyesi Tahir ile Zühre Nazım Hikmet Metinlerarasılık Şiir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 7 Sayı: 3 |