Atabey Cemaleddin Ferruh had built a hospital (Darüssifa) in 1235 in Cankırı, and a madrasah (Darülhadis – known today as Tas Mescit) adjacent to this from its north in 1242. The north wall of the Darüssifa is also the south wall of the Darülhadis. This case implies the idea that when the Darülhadis was built, the Darüssifa was out of use because of an unknown reason. In 1892 with the appointment of Mustafa Nuri Dede to the Mevlevihane of Cankırı it has opened and a house for the sheikh, semahane, stable and kitchen was built in the place of the Darüssifa, the Darülhadis was used a masjid just like before. The administration of the Mevlevihane had used the foundation incomes of the Darüşşifa and the Darülhadis but these incomes have been transferred to the treasury in 1916 after an investigation result showing that this Mevlevihane had no relation with these two foundations. The history of Mawlawiyah in Cankırı is complicated. Even though there is a record in 1430 about the Mevlevihane of Kasim Bey of the Candaroglu, there exists no information about Mawlawiyah in the chater of wakfs of the two zaviye built by Kasım Bey. There isn’t any relation determined to Kasim Bey about the Darüssifa and Darülhadis. No information dating earlier than 1892 about the relation between these two buildings and the Mevlevihane were found. The base walls of the octagonal semahane and wall bases of which we think belongs to the Darüssifa have been revealed with the excavation.
Darüssifa (Hospital) darülhadis (madrasah) Mawlawihouse (tekkeh) excavation repair
Atabey Cemaleddin Ferruh Çankırı’da, 1235 yılında bir darüşşifa, bu yapının kuzey bitişiğine ise 1242 yılında bir medrese (darülhadis – günümüzdeki Taş Mescit) yaptırmıştır. Darüşşifanın kuzey duvarı, aynı zamanda darülhadisin güney duvarıdır. Bu durum, darülhadis yaptırıldığında darüşşifanın bilemediğimiz bir sebeple kullanılamaz hale geldiğini düşündürüyor. 1892 yılında Çankırı Mevlevihanesi’ne Mustafa Nuri Dede’nin atanmasıyla Darüşşifanın yerine şeyh evi, semahane, ahır ve mutfak yaptırılmış, öncesinde olduğu gibi Darülhadis mescit olarak kullanılmış ve Çankırı Mevlevihanesi hizmete açılmıştır. Mevlevihane yönetimi, Darüşşifa ve Darülhadis’in vakıf gelirlerini bir süre kullanmış ancak bir soruşturma sonucunda bu vakıfların Mevlevihane ile ilgisinin belirlenemediği gerekçesiyle 1916 yılında bu gelirler hazineye aktarılmıştır. Mevleviliğin Çankırı’daki tarihi karışıktır. 1430 yılında Candaroğlu Kasım Bey’in Çankırı’daki Mevlevihanesi kaydına karşılık Kasım Bey’in yaptırdığı iki zaviyenin vakfiyesinde Mevlevilik hakkında bilgi yoktur. Kasım Bey’in Darüşşifa ve Darülhadisle ile bir ilgisi de belirlenememiştir. Bu iki yapının Mevlevihane ile ilgisi hakkında 1892 yılı öncesine ait bir bilgi de bulunamamıştır. Kazı sonucunda sekizgen semahanenin temel duvarları ile Darüşşifaya ait olduğunu düşündüğümüz duvar temelleri ortaya çıkarılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2015 |
Gönderilme Tarihi | 9 Eylül 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 23 Sayı: 23 |