Salgın gibi kriz dönemlerinden çıkmak olağanüstü çabaları gerektirir. Ancak, olağanüstü çabaların cinsiyetlere göre dağılımı eşit olmalıdır. Hakların var olması bu hakların pratikte eşit kullanıldığı anlamına gelmemektedir. Bunun için toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların ve erkeklerin hayatın her alanında eşit yurttaşlar olarak görülmesi, eşit temsil edilmesi ve hakların kullanımında tam anlamıyla eşitliğin sağlanması gerekmektedir. Tam bu noktada, yerelin yereli olan mahalleler yurttaşların mahalleye dair sorunlarına çözüm bulma, demokratik katılma ve temsil sağlama açısından çok özgün bir yönetim modelidir. Kentler artan nüfus yoğunlukları nedeniyle tarih boyunca salgınların merkez üssü olmuştur. Benzer durum, 2019’un son günlerinde Çin’in Wuhan kentinden ortaya çıkan ve kısa zamanda tüm dünyayı derinden etkileyen Covid-19 pandemisi için de geçerlidir. Bu çalışmada, Covid-19’un en yüksek vaka sayısına sahip ili olan İstanbul’un en yoğun nüfuslu ilçesi Esenyurt’ta kadın muhtarların Covid-19 salgınına yönelik çalışmaları, salgına dirençlilik ve katılım açısından analiz edilmektedir. Araştırma kapsamında, 43 mahallesi olan Esenyurt ilçesinin 5 kadın muhtarının hepsi ileyarı-yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Elde edilen bulgular karşılaştırmalı olarak sunulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 1 Sayı: 1 |