Özet
İslami Dönem Türk Edebiyatının ilk eserlerinden biri olan Atabetü’l-Hakâyık 12. yüzyılda yaşadığı bilinen Edip Ahmet Yüknekî’nin dinî nasihatlerinin olduğu bir öğüt kitabıdır. 40 beyit ve 101 dörtlükten oluşan eser aruz ölçüsüyle Kaşgar dilinde yazılmıştır. Atabetü’l-Hakâyık’ta ağırlıklı olarak bilgi ve akıl, dil ve söz, dünyanın gelip geçiciliği, yardımlaşma, dostluk ve arkadaşlık, kader ile alakalı birçok atasözü yer almaktadır. Atasözleri, atalarımızın yüzyıllar boyunca karşılaştıkları olay ve tecrübelerden aldıkları dersleri bir nasihat şeklinde gelecek nesillere aktardıkları dilden dile dolaşarak kalıplaşmış özlü sözlerdir. Atabetü’l-Hakâyık’ta geçen atasözleri ile günümüzde aynı konularda söylenen atasözleri bağlamsal olarak değerlendirildiğinde aralarında anlamsal olarak farklılık olmadığı tespit edilmiştir.
İşlevsel kurama göre bir anlatı kendisini dinleyen ve yorumlayan olmadan anlamsızdır. Bu kuram metnin bağlamına ve icrasına (ortam ve performansına) önem vererek folklor ürününü anlatıldığı ortam ve anlatımına göre değerlendirir. Bu kuramda anlatıcı, dinleyici, metnin işlevi ve anlatım ortamı önemlidir. Bu çalışmada Atabetü’l-Hakâyık’ta geçen atasözleri işlevsel kurama göre anlamlandırılarak günümüzde benzer konularda söylenen atasözleri ile karşılaştırılacaktır.
Halkbilimi Araştırmaları Dergisi Editör kuruluna teşekkür ederim.
One of the first works of Islamic Period Turkish Literature, Atabetü'l-Hakâyık is a counseling book with the religious advice of Edip Ahmet Yüknekî, known to have lived in the 12th century. The work, consisting of 40 couplets and 101 quads, is written in Kashgar language with the measure of prosody. In Atabetü'l-Hakâyık, there are many proverbs related to knowledge and reason, language and word, world transience, solidarity, friendship and friendship, fate. Proverbs are stereotypical phrases from language to language that our ancestors conveyed their lessons from the events and experiences they have encountered for centuries, in a form of advice. When the proverbs mentioned in Atabetü'l-Hakâyık and the proverbs that are said in the same subjects today are evaluated in context, it is determined that there is no meaningful difference between them.
According to functional theory, a narrative is meaningless without listening and interpreting it. This theory gives importance to the context and execution (environment and performance) of the text and evaluates the folklore product according to the medium and its expression. In this theory, the narrator, the listener, the function of the text and the medium of expression are important. In this study, proverbs mentioned in Atabetü'l-Hakâyık will be interpreted according to the functional theory and will be compared with proverbs that are said on similar topics today.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Özgün Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2020 |
Gönderilme Tarihi | 20 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 5 |