Sosyal yaşamın hemen her alanında ve her gün karşı karşıya kaldığımız karmaşık ve çetrefilli bir konu olan toplumsal cinsiyet eşitliğinin/eşitsizliğinin milliyetçilik ile olan ilişkisi bu makalede ulusal inşa dönemi kapsamında ele alınacaktır. Milliyetçiliğin en fazla hissedildiği ve ulusal kimliğin tartışıldığı dönemde toplumda kabul gören cinsi kimlikler de milliyetçi yaklaşımın rüzgârından etkilenmiştir. Milli kimliğin temellerinin atıldığı süreçte, kadınlık ve erkeklik tanımları da yapılmıştır. Söz konusu dönemin siyasi ve askeri koşulları göz önünde bulundurulduğunda kadınların biyolojik özelliklerine yapılan vurgu ve kadınlığı neredeyse annelikle eş gören bakış açısı kadınlara bir takım milli misyonlar yüklemiştir. Bu noktada, erkeklik ise asker millet olarak ifade edilen Türk milletinde, savaşçı ve kahraman olmak gibi niteliklerle ifade edilerek; ulusun erkek vatandaşları ulusal sınırların ve milletin savunmasından sorumlu tutulmuşlardır.
Makalede, bugün halen kelimenin tam anlamıyla toplumsal cinsiyet eşitliğinden söz edilemiyor olmasında, ulus-devletlerin geçerliliğini koruduğu bir uluslararası sistemde yaşıyor olmamızın ve ulus-devletlerin kurucu yaklaşımı olan milliyetçiliğin yadsınamaz payı olduğu savunulmaktadır. Geleneksel ve milli değerlerin topluma inşa ettiği cinsiyetçi normların izi yaşantımızın her ayrıntısında etkisini korumaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi birbirinden ayrılamaz bir bütünün iki parçasıdır. Uluslararası İlişkiler disiplini içerisinde yer alan çoğu konu diplomasi ışığında ele alınmakta, en başta gelen politik, ekonomik konular uluslararası ilişkiler ve diplomasinin birlikte hareket etmesi ile açıklanmakta ya da çözüme kavuşturulabilmektedir. Bu nedenle derginin isminin Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi olmasına karar verilmiştir. Dergimizin; Uluslararası İlişkiler, Diplomasi, Ekonomi, Temel Bilimler ve Sosyal Bilimlerin, siyaset, ekonomi, ekonomi-politik, diplomasi uygulamaları, siyasi tarih, uluslararası antlaşmalar, uluslararası örgütler, hukuk, uluslararası hukuk gibi alanları ile alakalı olarak bilim dünyasına önemli katkı yapması beklenmektedir.