Hastalık nedeniyle çekilen bedensel acılar duygulara da yansımaktadır. Öznel varsaydığımız duygularımız bir yandan da kolektivite içerisinde oluşmaktadır. Albert Camus’nün 1940’lı yıllarda Cezayir’de geçen \textit{Veba} adlı romanında salgın hastalık nedeniyle Oran kentinin dış dünyaya kapanması, doktor Rieux ve arkadaşlarının salgın hastalığa karşı mücadeleleri anlatılmaktadır. Romanda yaşanan toplumsal, siyasi ve medikal/tıbbi durumlara yönelik bireylerin tepkilerinde farklılıklar görüldüğü gibi toplumsal olarak öne çıkan bir takım duygusal ortaklıklar da bulunmaktadır. Veba nedeniyle bir felaket yaşanmıştır ve bunun duyguları etkilememesi mümkün değildir. Duygular, düşünce ve mantığın karşıtı pozisyonda yer almadığı kabulüyle, bedenleri de bir yandan şekillendirmektedir. Romanda ‘başkalarının acısına’ tanık olmak ve hastalığa dair önlemler neticesinde karantinalar, kentin kapanması hatta enfeksiyon bulaşır endişesiyle mektup gönderememek bireylerin kolektif birtakım duygularını tetiklemiştir. Bu duygulardan özellikle özgürlük, sürgün ve nostalji üzerinde durulacaktır. Edebiyatta veba ve hastalık nedeniyle hissedilen acının metinlerarası \textit{(intertextuality)} bir şekilde ve Bakhtin’in diyaloji kavramı temel alınarak özneler arasında dolaşımına da imkan verdiği tartışılmaktadır. Salgın bir hastalık belirli bir yer ve mekânda oluşsa da bu hastalığın temsille sınırlan(a)mayan acısının edebiyat ve gerçek hayat arasındaki keskin sınırları bozduğu görülmektedir.
Bulunmamaktadır
Bulunmamaktadır
Bulunmamaktadır
The physical pain caused by the illness also reflected in the emotions. Our emotions, which we consider to be subjective, are also formed from within the collectivity. In Albert Camus' novel \textit{The Plague}, which takes place in Algeria in the 1940s, the closure of the city of Oran and the struggles of the doctor Rieux and his friends against the epidemic are narrated. In the novel, there are differences in the reactions of individuals in response to social, political, and medical situations, as well as some socially prominent emotional partnerships. There has been a disaster due to the plague, and it is impossible for emotions not to be affected. Emotions also shape bodies, assuming that emotions do not take place in the position against thought and logic. As a result of the measures against the plague, we witnessed the "pain of others" in the novel that quarantines, the closure of the city and even not being able to send a letter in case of transmission of infection triggered some collective feelings of the individuals. This analysis will highlight the prominence of certain emotions, with particular emphasis placed on freedom, exile, and nostalgia. It is argued that the pain felt due to plague and illness in literature also allows the circulation between subjects in an intertextual way and with Bakhtin's concept of dialogy. Even though an epidemic disease occurs in a certain place and space, it is seen that the pain of illness, which cannot be limited to representation, disrupts the sharp boundaries between literature and real life.
Bulunmamaktadır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Proje Numarası | Bulunmamaktadır |
Erken Görünüm Tarihi | 6 Ağustos 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 4 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 21 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |