Kitlesel göçler, tarih boyunca birçok milletin siyasi, sosyal ve iktisadi nedenlerle maruz kaldığı çoğu zaman zorunlu ve toplu halde gerçekleştirdiği yer değiştirme hareketleridir. Kitlesel göçlerin genellikle ani değişimler sonucunda gerçekleşmesi tarihin seyrini etkileyen olaylar arasında görülmesine neden olmuştur. 93 Harbi sonrasında özellikle Balkanlardan ve Kafkasya’dan Anadolu’ya doğru gerçekleştirilen zorunlu kitlesel göçler, göç eden toplumları etkilemesinin yanında göç edilen bölgelerdeki yerli halkı da birçok açıdan etkilemiş, her iki tarafı hızlı ve sürekli bir değişim sürecine sürüklemiştir. Gıda, barınma, sağlık gibi temel ihtiyaçların karşılanmasının ardından farklı kültür ve inançlara sahip göçmenlerin yeni yerleşim bölgelerindeki yerli halkla uyum sağlayabilmeleri ise zaman almıştır. Anadolu’ya XVIII. ve XIX. yüzyılda yapılan kitlesel göçlerin hem doğu hem de batı yönlü olduğu görülmektedir. Bu durum Osmanlı Devleti’nin sınırlarının öze doğru daralmasından kaynaklanmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından azalan kitlesel göçler XXI. yüzyılda ortaya çıkan Arap Baharı olayları sonucunda yeniden gündem oluşturacak şekilde batıya doğru hareketlenmelere neden olmuştur. Batıya doğru gerçekleşen Suriyeli kitlesel göçü Suriye’nin sınır komşularını batı yönündeki diğer dünya ülkelerine nazaran daha çok etkilemiştir. Bu ülkelerden biri de Türkiye olmuş, XXI. yüzyılda yeniden başlayan kitlesel göçlere örnek teşkil eden Suriyeli göçü Anadolu’yu nüfus yapısı olarak yeniden şekillendirecek bir hâl almıştır. Bu çalışmada 93 Harbi sonrasında Anadolu’da demografik anlamda yaşanan değişim üzerinde durulmuştur. Çalışma göç ve tarih alanında yapılacak diğer çalışmalara ışık tutması açısından önemlidir.
Mass migrations, throughout history, have been collective displacement movements often compelled by political, social, and economic factors. Their occurrence, typically precipitated by abrupt changes, has shaped historical trajectories. Particularly following the 1877-1878 War, forced mass migrations from the Balkans and the Caucasus towards Anatolia impacted the migrating communities and profoundly influenced the native populations in the receiving regions, thrusting both sides into a rapid and enduring process of transformation. After addressing basic needs such as food, shelter, and healthcare, it took time for migrants of diverse cultures and beliefs to harmonize with the indigenous populations in their new settlement areas. Notably, mass migrations to Anatolia during the 18th and 19th centuries occurred in both eastern and western directions, a consequence of the Ottoman Empire's territorial contraction. The wane in mass migrations following the First World War saw a resurgence towards the West in the 21st century, spurred by events like the Arab Spring, with the westward movement of Syrian mass migration particularly impacting Syria’s western neighboring countries more than others globally. Turkey, one of these nations, witnessed the Syrian migration, exemplifying a renewed era of mass migrations in the 21st century that significantly restructured Anatolia’s demographic composition. This study focuses on the post-1877-1878 War demographic changes in Anatolia, with implications for shedding light on future research in migration and history.
Mass migration 1877-1878 War Anatolia religion culture demographic structure
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Kültür ve Sanatı |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Şubat 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 29 Şubat 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 8 Sayı: 1 |
Our journal licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License