Kelâm ilminin diğer ilmi disiplinlere nazaran İslam düşünce geleneğinin seyrini etkileyen belirgin bir yapısı vardır. Muhtemelen bu normatif yapısı, kelâmın Müslüman toplumun sosyal muhayyilesini şekillendiren vakıanın değerlendirildiği temel ilmi alan olmasından kaynaklanmaktadır. Bu itibarla bu ilim, tamamen hayatın içinden çıkan ve bu çerçevede şekillenen bir karakteri yansıtmaktadır. Her ne kadar kelâmın, temel hedefi akideyi sistematik olarak savunmak olsa da mayalandığı ortam itibariyle sosyolojik ve en önemlisi de siyasal arka planın bu ilmin, kimliğinin oluşumunda ciddi bir etkisi vardır. Esasında bu çalışmanın amacı, bu arka plana ışık tutmak ve bağlamsal bir okuma temelinde tutarlı bir analiz sunmaktır. Bu bakımdan metodolojik olarak odaklanılması gereken nokta, Müslüman toplumun ilk üç nesli döneminde ortaya çıkan temel problemlerdir. Bunları da hilafet meselesi, mürtekib-i kebire ve kader meselesi etrafındaki tartışmalar şeklinde sıralamak mümkündür. Bir nevi siyasal hizipleşmenin de kökeni olan bu meselelerin çözümüne ilişkin önemli tezler ortaya atılmış ve daha sonra bu tezler İslam düşünce geleneğinin köklü ilim geleneklerinin teşekkülüne yol açmıştır.
In contrast to other fields of scholarship, Kalām possesses a clear structure that has influenced the development of Muslim thought. This normative structure of kalām is analysed the fact of the structuring of the social imagination of the Muslim society. So, kalām reflects a character entirely derived from life and shaped within this framework. As much as the basic aim of kalām may be to systematically defend a religious doctrine, due to the contexts in which it has emerged, primarily socio-political backgrounds have an essential role in the formation of the identity of this science. The purpose of this paper is to explain this background and to achieve an analysis based on a contextual reading. In this regard, the matters that need to be methodologically focused on are the main issues that arose within the first three generations of Islam. These issues can be listed as the matter of caliphate (imāmah), the grave sinner (murtakib al-kabīrah), and the discussions on the question of predestination (qadar). Outstanding theses have been produced in response to these issues, which in a way are responsible for the political schisms in Muslim societies, and afterwards, these theses have led to the formation of the deeply rooted scholarly traditions of Islamic thought.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Çeviri |
Çevirmenler | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Ağustos 2020 |
Gönderilme Tarihi | 11 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 1 |