Türkler ve Almanlar tarihin birçok sahnesinde bir arada bulunmuştur. Türkler ve Almanlar II. Dün-ya Savaşı’ndan sonra iki ülkenin de ekonomisine katkı sağlayacak adımı, 1961’de yapılan işçi sözleşmesi ile atmıştır. 1961’de yapılan işçi sözleşmesi neticesinde Türkiye’den Almanya’ya ilk işçiler göç etmiştir. Bu çalışmanın temel amacını, Alman toplumunun Türk göçmenlere karşı ön yargı ile yaklaşmalarının kültür, dil ve din bağlamında entegrasyon sürecinin incelenmesi oluşturmaktadır. Araştırmanın bulgularına bakıldığında bugün Almanya’da yaşayan Türklerin toplumun önemli bir bölümünü oluşturduğu görülmektedir. Birinci kuşağın bir miktar para kazanıp Türkiye’ye geri dönme fikirleri cazip imkânlar karşısında değişkenlik göstermiştir. Türk çocukları, gelişimleriyle birlikte eğitimden sanata ve sanattan siyasete kadar birçok alanda etkili olmaya başlamıştır. Fakat dili öğrenmek tek başına yetersiz kalmış ve kültür farklılıkları belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Kültürün yapı taşlarından olan din ögesi, iki toplum arasında ön yargılı davranışlarına neden ol-muştur. Araştırmanın sonuçlarına göre, Almanya doğumlu Türk çocuklarının Almancayı edindiği, bu gelişmenin akabinde üçüncü nesil itibarıyla Almanya’da doğan Türk çocuklarının Alman kültürüne kolayca uyum sağladıkları ve entegre olmalarında dilin önemli olduğu söylenebilir. Alman toplumunda Türk toplumunda mevcut olduğu düşünülen ataerkil aile yapısı, güçlü ve baskın Türk erkeği, baskılanmış Türk kadını ön yargılarının gerçeği yansıtmadığı Osman Engin’in seçili eserle-rinde görülmüştür. Entegrasyon için gerekli olan din faktörünün önemi gösterilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 7 Sayı: 2 |