Bu çalışmada Kösedağ Savaşı ve sonrasında Anadolu’da yaşanan sosyal buhran ile Anadolu’daki insani değerlerin bu buhranın atlatılmasındaki etkisi incelenecektir. Kösedağ bozgunu (641/1243) ile birlikte iktisadi, siyasî ve en önemlisi sosyal buhran yaşanmıştır. Reaya, ekonominin ve güvenliğin bozulması ile otorite boşluğunun sonuçlarını yaşayarak deneyimlemiş ve dertlerini anlatacakları bir merci bulmakta zorlanmıştır. Şehirli ve göçer tabakaları arasındaki sosyal farkın yanı sıra Anadolu’ya yoğun bir göçün de gelmesi var olan keşmekeşin artmasına sebep olmuş, müslim-gayrimüslim tüm reaya var olma mücadelelerini bu karmaşa ortamında vermek zorunda kalmışlardır.
İnsanlık tarihine birer hediye olan değerlerin oluşması genellikle böyle buhran zamanlarından sonra vuku’ bulmuştur. Bu dönemde Anadolu’da İslâm algısı kendine has bir anlayış geliştirmiştir. Bu anlayışa göre en yüce değer insan sevgisidir. İnsan, müslim-gayrimüslim ayırt edilmeksizin değerlidir, sevgi ve saygıyı hak etmektedir. Bunların yanında din, dil, ırk ayrımı yapılmaksızın dinî liderlerin ve özellikle Türkmen dervişlerinin tüm halka eşit davrandığı ve herkesin sığınağı olduğu, dinî önderlerin dinler üstü bir pozisyonda bulunduğu izlenmektedir.
Anadolu insan sevgisi tasavvuf dervişler Yûnus Emre Mevlânâ Hacı Bektâş-ı Velî
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 14 |
Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.