İlk defa 1980’lerin sonunda çevresel sorunlarla mücadele kapsamında kullanılan yeşil ekonomi kavramı 2008 Küresel Finansal Krizinin ardından birçok uluslararası kurum ve kuruluş tarafından benimsenen bir yaklaşıma dönüşmüştür. Yeşil ekonominin günümüzde iklim krizi nedeniyle tetiklenen çevresel sorunlar yanında işsizlik ve sosyal adaletsizlik gibi birçok sosyo-ekonomik sorunun çözümünde etkili olabileceğine dair birçok çalışma yapılmıştır. Son yıllarda kamu öncülüğünde hayata geçirilen çevre stratejilerinde yeşil ekonomi, bir adım daha ileri gidilerek bir dönüşüm stratejisi olarak tanımlanmıştır. Bu çalışma kapsamında yeşil ekonominin ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan dönüşüm potansiyeli taşıyıp taşımadığı tartışılmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre yeşil ekonomi yeşil geçişin sağlanmasında önemli bir role sahiptir. Ancak sosyal ve ekonomik anlamda bir dönüşüm yaratma potansiyeli çevresel konulara göre daha düşüktür. Çünkü yeşil ekonomi istihdamın artırılması gibi yöntemlerle sosyo-ekonomik sorunların azalmasını sağlamakta ancak toplumsal adaletsizlikleri tamamen ortadan kaldıramamaktadır. Yeşil ekonomi açısından bir diğer önemli sorun refah seviyesi yüksek ülkelerle düşük gelirli ülkeler arasındaki gelir farkının kapatılmasında faydalı olacağının düşünülmemesidir. Yeşil ekonomi modelinde refah seviyesi yüksek ülkeler çevresel mal/hizmet üretiminde zirvede yer alarak düşük gelirli ülkelere rekabet etme imkânı vermeyecektir. Yeşil ekonomi yine de eski birikim rejimine göre daha adil bir geçiş stratejisi olabilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Temmuz 2022 |
Gönderilme Tarihi | 26 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 2 Sayı: 1 |