Çoğulcu kamu alanı bir yandan eylem, çıkar ve kimlikler gibi sosyolojik kategorilerin, öte yandan özgürlük, demokrasi, farklılık ve eşitlik gibi felsefenin temel kavramlarının birbiriyle iletişime geçtiği yerdir. Buradaki iletişim tarihsel olarak kişilik ve kimliklerle hep etkileşim içindeydi. Zamanla farklılık veya eşitlik üzerine kurulu toplumsal aidiyetlerin kamudaki iletişimi, kimi çatışmaları da beraberinde getirdi. Thomas Hobbes, İmmanuel Kant ve Jürgen Habermas gibi düşünürler kamudaki iletişimsizlikleri çoğulculuk kavramıyla işlediler. Çoğulculuk tarihsel ve sosyolojik olarak dini kimliklerle ilintilidir. Makalede bu ilinti, iletişim, etkileşim ve ilişki ağları Gılgamış’daki Tanrı imajı, Emile Durkheim’ın dine yüklediği işlev ve de kimi sosyolojik örnekleriyle işlenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.