İçinde yaşadığımız kitle toplumunun iletişim aracı olan kitle medyası, insanları bilgilendirirken insan haklarını ihlal edebilmekte ve insan onuruna çeşitli şekillerde zarar verebilmektedir. İktisadi ve siyasi güç ilişkileri içinde işini icra eden medya kuruluşları, siyasi ve iktisadi konumlarını korumak ya da güçlendirmek için toplumu/insanları araç olarak kullanabilmektedir. Özellikle reyting ve tiraj yarışlarının yoğun yaşandığı medya ortamlarında şiddetin her türlüsü ve insanlıkla bağdaşmayacak içerikler sunulmakta ve bu davranışlar “basın/medya özgürlüğü” ne referans verilerek meşrulaştırılabilmektedir.
Bu çalışma, basın özgürlüğünü Kant’ın evrensel akla dayalı pozitif özgürlük anlayışı ekseninde irdeleyerek mevcut basın/medya özgürlüğü tartışmalarına katkı sunmayı amaçlamaktadır. Bu çalışma, kültürel/törel temelli mevcut basın yasalarının sorunları çözmediği gibi yeni sorunlara neden olduğu, özgürlük/ özerklik değil de bağımlılık/yaderklik yarattığı düşüncesine dikkat çekerek evrensel akla dayalı bir basın özgürlüğü anlayışı ortaya koymuştur. Çalışmada Kant’ın özgürlük ve bununla ilintili kavramları açıklanmış ve basın özgürlüğünün, başka bir deyişle medya çalışanlarının özgürlüğünün sınırları Kant’ın düşünceleri doğrultusunda temellendirilmeye çalışılmıştır.
basın özgürlüğü özerklik pozitif özgürlük Kant evrensellik ilkesi etik ve ahlak yasası
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 3 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.